9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2547
Okunma

/Acının toprağına yüz süren bir misafirim…/
Ey yoluna gözümü sürdüğüm Sevgili!
Gülüşlerimi başına yaptığım taçtan indir artık,
Sevgiden mahrum bırakılmış pişmanlıklarımı
doğurduğun yerden batır!
Batır şiirin içine gözlerinin mürekkebini,
hüznün peşinden İnerken ince ince kar taneleri
Üşüyen yüreğime…
Ve öyle sus şehrimin izbe köşelerinde
Bir akşam vakti…
Dilsiz öfkelerimin müsebbibi ,
Kaçarken yağmurundan yalnızlığının
Nasıl tutarım eteğinden baharın söyle!
Tutsak edilmiş masalların mutluluğunu kaybettim
Düşlerimde…
Namahrem sözlerini gizlediğin gibi
Öyle sus bana acının kanatan sesini,
Muhafaza et ,ört üzerini örtünmüş yüreğinle…
Kapaklarında gözlerimin birkaç damla sen,
Ha kapandı ha kapanacak…
İşte öylece bir kış vakti,
içimden sökerek sen örülü bir masalı …
Törpülenmiş hayatın içinden geliyorum.
Nadasa bırakılmış duygularımın esiri ,
Uçurum ağzı korkularımın tek sahibi,
Evet, hala arıyor gözlerim gözlerini
Öyle yorgun ki ruhum
Öyle aç ki yüreğim aşka…
Açılsa yüreğinin odaları adımlarıma
Belki o zaman ,
İşte o zaman ,
Girmez pencerelerinden yüreğimin
Bir akşam vakti,
Lapa lapa kar taneleri…
Belki o zaman doğar baharın incileri…
Ama biliyorum ki,
Ne sen açacaksın hazinelerini yüreğinin
Ne de ben bekleyeceğim kapında bir aşk boyu…
Boyumu aşan acılarımın soluksuz sancılarında
Boğulurken böyle nefessiz
Yağ üzerime ey vakt-i şita…
Belki o zaman biter içimde
Başlayan nevha…
Öyleyse sen sus ey dil!
Sen gene sus ey sevgili!
Karlar yağıyor adımlarına aşkın…
5.0
100% (10)