KOZA/M
Bir zamanlar kendi ormanımda
Zavallı bir tırtıldım Sundular küflü yaprakları Yedim sorgusuzca Yosun tutmuş su verdiler İçtim Belki yangınım söner ümidiyle Yine sonbahar geldi sararmaya yüz tuttu yapraklar,üşüdü dallar güneşin feride azaldı, ayazlar artık günün örtüsü Bedenime birşeyler oluyor, ne ola ki acep sarıyor sımsıkı, unutmuşum tadını belli ki yumuşacık ipeksi bir dokunuş tendeki Buseler konuyor alnıma, sevgiyi hissediyor üşümüş yüreğim ellerim ısınıyor, gözlerim gülüyor, kalbim yaramaz çocuk gibi sahi bana ne oluyor, alayına küskünken, kimseye eyvallah etmezken nerden çıktı bu teslimiyet Bembeyaz bir düş , mis kokulu gül gibi sarıyor bütün benliğimi koza/m artık hissetmiyorum karanlığı, acıyı ve hüznü sahiplenmek bu olsa gerek sevdiğini Ey pamuktan yumuşak, ipekten hassas koza/m varlığın bana en büyük hediye yüce mevladan seninle ipeğe dönüştü tüm hislerim gözyaşlarım ise artık gülüşlerim ... İpek böceğine dönüşmek tek başına olmuyor haliyle ona birde ipek gibi yürekli KOZA gerekiyor... |