On altılı yaşlarımdan bu yana Bir ince sızıdır yüreğimde Emirdağ Ve bir ince kız Çok uzaklarda gülen gözleriyle Sıkıca bastırmış göğsüne okul kitaplarını Unutur muyum hiç… Emirdağ! Memleketim! Eski Kacerli’den Uzun Çarşı’ya doğru süzülürken Çığlıklanırdı serçeler mayıs bahçelerinden Hükümet Konağı’nın önünden Lise Yolu’na Oradan taa Yirmibirağaç’a kadar Dolardı gönlüme bahar O günler ne günlerdi yâr…
Bak saçılmış her yana utangaç sevdalarım Hatırlar mısın? Tam şurada Şu okul kapısının ardında Bir şarkı kalmıştı yarım… İşte şu kaldırımda yürümüştük seninle yan yana İşte şu taşın üstüne oturup bir akşamüstü Mecnun’un Leylâ’ya aşkını anlatmıştım sana Sonra Ferhat’ın dağları niçin deldiğini Şu badem ağacının altında… Şu badem ağacının altında Taçlar örmüştük papatyalardan lâf olsun diye Arada bir kaçamak bakışlar atarak birbirimize Oturup kalmıştık saatlerce hiç konuşmadan… Sanki taştık… Sanki ağaçtık… Bıraksalar belki de yâr Bir ömür kalkmayacaktık…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
O GÜNLER NE GÜNLERDİ YÂR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
O GÜNLER NE GÜNLERDİ YÂR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.