DÜNYA GÖZÜ İLE* VUSLATA ÇEYREK KALA -5
YAPMA BE GÜZELİM
Bir yirmi dört mart daha mı yaşıyorum, Bir kez daha mı kaybediyorum bilmem ki. Nefret ederken mart aylarından, Bir yenisini mi ekledim yorgun yüreğime. Yolculuk mu var özlem diyarlarına, Bir can daha mı kopuyor bu yürekten. Oysa yağmur bulutlarına veda etmişken ben, Yeni bir idam mahkumiyeti kararım mı çıktı sen de… Bugün almayacaktım kalemi elime; Yazmayacaktım oysa, Gönül telinden düşenleri. Biliyordum bu gün vuslat yerine, Bir ayrılık nağmesi hüznü düşeceğini. Ve kaç lanetler okuyacaktım gidişine, Kaç yağmur taneciği dökülecekti yine, Yüreğime damlayan sensizlikler de… Bir yirmidört mart daha Yaşamamak için ben, Yazmayacaktım ayrılık kelamlarını. Unutmuştum gözlerinin yeşilinde, Sağanak yağmur bulutlarını. Bu gece kaç caddeyi ıslattı bilmiyorum, Sel oldu şehrin sokakları. Tam bıraktım derken O zıkkım tütünün zifirini, Akıttım içime yine sana veda ederken… Bir sana; Sana anlatamadım, Arabamın camlarının buğusundaki nemi. Karanlığa gömüldü sanki umutlarım, Tam vuslata dair düşler kurarken. Gitme kal diyemedim, AMA; Beni de götür sol yanında giderken… BİR YİRMİDÖRT MART DAHA MI, YAŞAYACAK BU YÜREK. YİNE BİR HAZAN MEVSİMİNDEMİYİM, VUSLATA ÇEYREK VARKEN… İbrahim ALTIKULAÇ “Senin uğruna” |
vuslatlar bayram şekeri gibidir
hem sever hem biteceğini bile bile tadını çıkara çıkara tüketiriz
ne gariptir ki yaşamın özünde insan sevdiği şeyi tüketmeyi sever, en sevdiğimiz giysiyi en kısa zamanda eskitiriz, sevdiğimiz yemeği umarız sofrada,
özel günler , hatıralar, damakta unutulmaz lezzetler bırakır ve hüzün verir, hüzünü buruk bir keyif verir
ve vuslatla birleşince içsel karmaşalarımızda çalkalanırızı hep
severek, etkilenerek okudum dizelerinizi
emeğinize sağlık
sevgiyle