Sevenlerin dergahında neydi işim, neden viraneyim!Demekk ki sözün bittiği yer buraymış, manasına vasıl olduğum bir anda hakmış Ne kervanlar gelip geçti, hanlar saraylar kimleri misafir etmedi, gönül şirazesiydi Ahu figanlar hiç dinmedi, sabrı cemil için temenniler her zaman dile gelen bir işti Kalp, aşkın ve ona tabi olacak her sıtkı canın mecrasında en mütekamil sathı kitaptır Ruh, özgürlüğün fuhuhatına anlam katan sevdayı hakikattir, aklın ve iraden içindir Ne zaman boşluğun sarhoşluğunda adımlarsan, izanının ve zafiyetlerinin hebadıdır Kul olmak ve kemaliyle istikametin eminliğinde mutmainliği yaşamak aşkın sadrıdır Şayet nefsin tezkiyesinde sancı ve sızıyı gönlün didarında hissedersen şekliyet anıdır Korkmak, haşyetin kadrinde nedensiz solumak hali yıldıran ve yoran bir ahu figandır Her dile gelen nida, ne haktır ve ne de hakikattır, o rahmeti anmayanın ruhu yaralıdır Kalbin saiklerinde, tizleşen nefesin perdelerinde aşkın firkati çok uzaksa kime sadıktır Hali pervaneleştiren sevda, manayı ulvileştiren mecra evet, hakikatle bir mutabakattır Suyun yolu kesilmez, asla bir dur durak bilmez, barajlar dahi o ana şahitlik edemez Nefesin azizliği kalbi ve ruhi olduğu müddetçe evladır, aşk-ı nidadır feyzi kespeder Dirlik ve birlik icmali, bir milletin sevdaya ram olacak afakı, ruhları köleleştiremez Bahanelere ve fırsatlara kurban edilemez, basiretsiz olacak nesli aşka teslim edemez Her nasılsa eğitim müfredatı zavallı nefesleri test ve tost arasında bırakmışlardır Nefsi hezeyanların sefilliğinde soluklarını bir mecraya sokarak, ivme kazanacaktır Muhakkak ki istisna umimiyet için gerekçe olamaz, şevksiz tedrisat kime kalacaktır Ağlayan nisanın, hıncın resmini bizzat yaşayarak anlatan insanın hali ne olacatır Mustafa CİLASUN |