nazlı hoca (öğretmen)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın NOT BU ŞİİRİ DAHA ÖNCEDE YAYINLADIM AMA BU GÜNÜN ANISINA GÜNCELLEMEK İSTEDİM...TÜM ÖĞRETMENLERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN.. bu şiir doğuda öğretmen olup canı pahasına görev yapan ve görevinin kutsallığının farkında olan tüm öğretmenlerimize.saygı ve sevgiyle.........
NAZLI HOCA
Dağlar arasında bizim köyümüz, Kışın kar yağarda kapanırdı yolumuz, İşte ozaman ne olurdu sonumuz, Yoktu bir il kasaba olsun komşumuz. Karda kara geçit bazen yol verir, Bazende günahı olmayan nice yiğitler alır, Çığ düşer dert getirir işimiz yarı kalır, Köylü ne yapsın devlet babaya bakakalır. Baba dedik devlet dedik bir okul yaptı, Bir gün eşkiya geldi ilk orayı yıktı, Köylü bir araya geldi derme çattı, Hoca gelecek diye dört yıl yola baktı. Kaymakam haber salmıştı hoca geldi diye, Üç aydır gelecek kar geçit versin hele, Mehmet hoca eşlik etmişti yine aynı hevesle, Şimdi yine o getiriyordu hamidin memet ile. Çukur bükte gece elektirikler yoktu, Lambalarda gaz bitmiş hava soğuktu, Bu günde hoca gelmemişti gönüller buruktu, Sabaha çıkmayan donmuş dere ve oluktu. Meydanda bir kıpırdanma olmuştu birden, Gelenler vardı karaltı kopmuştu kara tepeden, Mahmut dayı diyordu müjde var onları bilenden, Yaklaşıyorlardı az kaldı köylüde yürüdü birden. Becik ahmet,muhtar üçbeş çocuk karşıladık, Tipiden karbeyaz üç yüz karşıladık, Titrek bir ses geldi inan çok şaşırdık, Dedi adım nazlı köyünüze zor vardık. Tayin yerim köyünüz ve ilkde görevim, Zamana kader hiç gelmemişti bayan hoca, köye beyim Şimdi ben hocamıza ne cevap vereyim, Zordu köyün şartları,hocamıza diyeyim. Bütün köylü karşıladı hocayı meydanda, Nazlı hocayı yerleştrdik evvelki konakta, Hayır etsin dedik hocamızada sonunda, Eğitim kültür diye anlattı okul yolunda. Aylar geçti kar kalkmamıştı köyden, Gün sert tipi ile başladı yamaç yerlerden, Gazlar bitiyordu ne gelirdi boş elden, Nazlı hoca bu gün tatil,çocuklar yırttı dersten. Akşam bastırdı imam nuri nin ezanı ile, Bir fısıltıdır dolaşıyordu acı acı dilden dile, Sessiz karaltı vardı dolaşıyordu sinsice, Kinle girdi ürpertici sessizlik o gece. Yanmayan lambalarda başladı bir gürültü, Bu sesler gecenin ıssızlığına düştü, Dedim eyvah eşkiya yine okula üşüştü, Hatırıma birden nazlı hoca düştü. Avludan kör karanlık koşar iken bir tabanca patladı, İşte o zaman sendeleyen aksak ayağım daha sağlamdı, Mermilerin sesi köyün sonuna vardı, Koştumki konağa eşkiya orayıda bastı. Bağırdım nazlı hoca çıkma dışarı dedimki saklan! O anda ayağıma saplanan kurşunla oraya varamadım, Dermanımı almıştı işte oraya yığıldım, Kaderime yazılmıştı korkuyla bayıldım. soğukta sızlayan vücudumla irkildim, Karanlıkta gördüğümle o anda yeniden dirildim, Nazlı hocamıda alıp muhtara getirdim, Köylü ağlıyordu beyim,yazık bize dedirtdim. Ertesi gün aldık cenazeyi musallaya koyduk, Dedim niçin bırakıp gidiyorsun diye sorduk, Hani tüm köylüce derslerini okuduk, Sen ölmedin duruyor beyaz yüzün,önüne durduk. Birazdan uyanacak ders verecekmiş, Nazlı hoca diyecek bir derste bin ders bitmiş, Bu köylü sanki oksfortu bitirmş, O bizleri inanın çok iyi yetiştirmiş. Nazlı hoca gittin ya bu köyden, Bende duramazdım bu dertten, Aksak ayağıma kanser indi o seneden, Şimdi artık herkes gitti kimse yok o köyden, İstanbulda yedi beni yoksun sen. NAZLI HOCA...... |