HURUFAT- 2
6. HÂ ( ح )
Cim’e benzer lakin noktasızdır Baş tarafındaki şekliyle tanınır Onun da hilal şeklindeki uzantısı düşer Kendisinden sonraki harfle birleşince. Görüntüsü denize yansımış ay gibidir Oku ucuna eklenmiş yay gibidir Haykırmaya hazır yürek gibidir Kalın okunur bu yüzden sayfalara düşünce. Çocuğunu yitirmiş bir annedir Noktasını arayan uzun bir cümledir Hayatın anlamını arama adına Hatıralarında kaybolunan olaylar canlanınca. Gönlü geniş bir dost gibi görünür uzaktan Be’nin altındaki nokta olma iddianız varsa Ve layık olduğunuza inanıyorsanız Ancak o zaman kapılarını açar size Hâ. 7. HI ( خ ) Cim, Hâ ve Hı Üçüz çocuklarıdır aynı annenin Taşır bütün özelliklerini Diğer kardeşlerinin. Cim’in karnındaki nokta başı üstündedir onun Çölde bir vaha gibi görünür uzaktan Kum fırtınalarından asude bir gönüldür o Kalın ve hırıltılı çıkan sesi, serabı gerçek kılar. Çocuğunu başının üstünde taşıyan bir annedir Mağrur görünmesi biraz da bu yüzdendir Hırsını ve hıncını geriye atmış bir bilgedir Ruhsal miraca özenen bir yürektir Hı. 8. DAL ( د ) “Şehr-i hüsn içinde ey sultân-ı hûbân ad için Şol elif haddin hevâsıyla boyum dâl eyledin.” Necâtî İki büklüm olmuş Elif’e benzer Doğrulsa Elif olur ama Doğrulamaz Elif’e saygısından. Sonsuzluğa atılan bumerangdır Ezelden ebede giden yolda Dünya virajını alan insana Döner rükûyu anımsatmak için. Yorgundur Dal Çiçekler onda açmış Meyveler ağır basmış Eğilmesi ondandır. Açmıştır kollarını düşmanına bile Hayat vermeye hazırdır Koşup o kollara atılasım ve hıçkırıklarımı O sırlı mahzeninde saklayasım gelir. Son dalda asılı son gülücüğü yakalamak için Süreyya salkımının eski bir hurma dalına asıldığı gibi Kollarına asılmak ister insan Tutunacak hiçbir dalı kalmamışsa. Dua için açılan eller Ve o ellerle bütünleşen dil ve gönül Dal’ın resmini çizerler semada Vuslatta erir zaman. Kulluğu hatırlatır Dal Işık kırılması gibi İki büklüm olmuş haliyle Tevazunun son halkasıdır. |