Damaraçık kapı istemiyorum mekânım dar olsun insan, hayvan sohbeti uzak... gürültüyle açılsın her açıldığında kilit yalnız başka sada olmasın! bir tanıdığım: gövdesiz gardiyan birde onun betonu öpen kunduralarının dehşet takırtısı saklayın mavi olanı bir çift göz de olsa sızmasın içeri tepkiye sebep olacak bilirsin ışığın değmediği yerin halini bilirsin, kasılır vucut buluştuğunda yabancı suratlarla onlar, yani asırlar önce etimden koparılanlar değil benim yalnız hayret burda açamıyorum gözlerimi toprağın buğusu mu düştü içeri ne! dönen küre olmuş ağır ağır işliyor zaman biçimleniyor herşey ağır ağır sabırsızı çıldırtarak bir anlık:deprem bir anlık:çığ, yangın, sel; afet bak bir anlık nelere sebep... gördüğünü düşünüyor insan gördüğünü öğreniyor gördüğünü yaşıyor duyumsamazsa gördüğünde bir sıcak kıpırtı beslense de yaşayamaz üç gün: merhaba! alışmaz güvercinler bir anda sahibine zaman ister, ilgi ister akacak soyunu gezdirecek yurt ister bu ilkeleriyle yola çıkıp guvendimi sahibine inanır damar olur kopmaz gece kelebeği ondan habersiz bir yere damar olmak: bağlanmaktır sevilene alışmaktır alışkanlıklara damar olan başka yerde yapamaz ya ölür çok geçmeden azabından yada kaçar bir yolunu bulup koptuğu diyara bir öyküsü var atamın: -oğul, bir güvercin düştü elime. tepeli. donu:karaya çalınmış çivit. cinsiyeti:dişi. bir gün,üç gün, beş gün elde tutup ertesi gun saldım gökyuzune. ne oynuyordu şu nimet çarpsın köyluler,ben dilimizi yuttuk. nokta oldukça ’ahaa yitirdim’ diyordum. lakin üç beş günlük hasretini çıkarmıyormuymuş hırsla günü döve döve! ben nerden bilim... o daha inmeden dama düşündüm ve ertesi gun şehirden bir eş almaya karar verdim. almaz olaydım! ne ümitlerle sabahın körunde yola çıkıp soluğu kafesinin önünde aldığım şeytanı. meğer şevketli kökten damarmış sahibine. günlerce ilgilenip dizginlerini bırakmama ma rağmen günü gelip koyverdiğinde bizimkinide peşine takıp dönmemek üzere tırısa kalkmaz mı? yanaşmadım o saniyeden sonra dünyalarına. fakat, yine severim onları. hemde çok. ne zaman gökyüzünde taklaya duran güvercin görsem bu dünüm geliyor aklıma. yaşayan sanık olur ancak bu aşka. tanığı olan tutkudur... işte böyle açık kapı olmasın ne diyeceğimi bilmiyorum... 19.02.04 F Tipi Hapishane Edirne Adem Tok |
Saygımla Rabbıma emanetsiniz...