Kırlangıç Kanadında Veda
usul usul olsun haberin
katran karası düşlerimde yoksun ben giyindikçe sen soyundan bak şimdi üşüyorsun tutabilirsen tur hüzünlü yanımdan gerdanımda inci olsan özlemem hasretin gizli gecelerde aynalarda acı gülümsemem sıkı tut düşüyorsun göz kırpmadan yılları sökerken ilmek ilmek yeldada ve bir daha işlenmeyecek aynı ellerde sevda kırıldı kanat yarım kaldı yollarda dur hiç koşma yetişemiyorsun gül idim usul usul soldurdu zarın ıradıkça kalbimden yaktı ruhumu harın çektim perdeleri gözlerime el yordamıyla arıyorum bakma söndü ışık göremiyorsun gittiğin gün boyandım siyaha gül için figanda bülbülleri tanıdım yeldim sevdanın arkasından tutamadım şimdi martılarla dostum koşma bak savruluyorsun sürmeler çekeceğim meftun bakışlarıma kovacağım kederleri sinemden iyi olacak yüreğimde yara ah be ciğer parem devam senden olmayacak nefes al boğuluyorsun haberin olsun yazmamı yel almış dilek ağacından sildin yok edalı öpüşlerin dudaklarımda mahsun bir gülüş bıraktın her defasında ve kırlangıçların kanadında göç etmekte senden uzak diyarlara artık sen yoksun... |
yine doyumsuz bir telden seslenmiş şair.
eyvallah diyorum
bu güzelliğini bedava bizimle paylaştığı için:)