1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1212
Okunma
kızıl ufuklarda kaybedilen ümitlerin
bir hazan sabahına uyanışıymış
insanın gözyaşları
şimdi terk ediyor aklım
bu şehrin karanlık sokaklarını
martılar gözlerini açmadan daha
bensizliğe terk ediyor İstanbul’u
alevi ormanları ateşe vermeden
sönmüş aklım
yalnız mı kalacak Boğaz gözlerimde
hangi simitin çaya karışan buğusunda
hangi sabahın kuytusunda
hangi gecenin uykusunda eriyecek yalnızlık
şimdi yalnızlık yalnız mı kalacak
benim gözlerimde martılar
benim gözlerim ateşe düşmüş çiğ taneleri
biliyorum
kirpikleri okşayamaz bu rüzgar
kirpiklerimi rüzgara bıraktım
bir deli vaktinde
masal masal dağıldılar
bu şehrin sararan gözyaşlarına
oysa ben
o kirpiklerle silkeledim
kuruyan hayaller üzerinde
yeşermiş zeytin tanelerini
şimdi terk ediyor aklım
bu şehrin karanlık sokaklarını
oysa bir yerlerde gece
güneşi öpmeye hazırlanmakta
bensizliğe terk oysa
İstanbul’da bu hazan sabahı
kelimeler de dilsiz kalmış
bir de böyle ölünür