ÜSTÜME YÜRÜDÜ DAĞLARAşkın kırılgan kepenkleri kapanırken yüzüme, Küflü parmaklarım emer yüzlerimi. Maralın İnci gözleri, Karanlığın dizlerinde derin uykuya dalarken, Öfke duvarlarım parçalanır, Kalemi kırasım gelir Yaralı ceylan… Küstüm dediği yalnızlığın kıyısına uzanırken, Kızıl dağda gözleri bulutlara uzanır, Ahu gözlüm; Buruk geçmişin acıları yüreği damıtırken, Bak üstüme yürüdü Sivaslım; koca dağlar… Nazlı gülüm; Gecenin karanlığı emerken parmaklarımı, Bırak gözlerindeki hüzün gemisi gitsin, Gönül kapındaki öfke duvarları yıkılsın, Al yanakların gülsün, İçin titresin, Uykusuz gecen gecelerinde ben olayım, Şimdi kapına gelip oturdum, Bir yanımda Sivaslı, bir yanımda ceylan, Üzerime yürüyor dağlar, içimde heyelan… Sensiz sabahladığım gecenin vuslatı yok, Hasretliğin tırnakları, yanaklarımda iz, Gözlerin yanan içimin dipsiz kuyusu, Yüreğin katıksız suların sevdası, Şahidi… Dipsiz kuyunun fırtınasında, Çalıntı zamanlarımın simsiyahı, Saçlarımı kaplayan şu beyazlar… Acılarım; Yüreğimin her gün bir tarafını yırtıyor, Korkuyorum, Şiirlerin, türkülerin bitmesinden, Namlunun ucundaki deli kurşun gibiyim, Dost nefesi kokan sözcüklerden, Kabristanda ayaklanan taşlar gibi sözlerden, Ruhun cesede verdiği huzursuzluk gibi, Umudumun gelmeyişine, Direnişine, Tükenişime, Tavadaki yağ gibi erişimden korkuyorum; Sivaslım… Esilyam, karçiçeğim, Güneşim sevginle ışıt beni; yak yak… Bir barbi bebek gibi uyusam gece dizlerinde, Ayşe olsam, gül olsam, koklasan. Çalıntı zamanın dağlarında noktayım şimdi, Gök kızıl, yer kızıl, dağ kızıl/a boğanmış, Dünyayı titreten fermanım yok. Şu garip gönlümde… Yar! Üstüme yürüdü dağlar sensiz bir noktayım, Ciğerlerimi boğan dumanlarda sarhoşum, Bırak artık gitsin gözlerindeki hüzün gemisi. Eğer gelmeyeceksen bana! bu sana son haykırışım. Bu sana son bakışım, son gözyaşım, Güneş doğmadan yıkadım içimdeki düşü… |
YİNE GELDİM BU GÜZEL ŞİRİNİZİ BİRDE SESLİ DİNLEMEK ÇOK GÜZEL
YÜREĞİNİZİN SESİNE SES OLNA ARKADAŞI GÖNÜLDEN KUTLARIM ÇOK
GÜZEL BİR YORUM KUTLARIM HER İKİ GÜZEL YÜREĞİ SEVGİ İLE KALIN