KIYAMET
Kutsal kitaplarda; kıyamet.
HİÇ KİMSE BAŞKASININ GÜNAH YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ Kim hidayete ererse, kendi nefsi için hidayete erer; kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz, bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap edecek değiliz. (İsra Suresi, 15) Tevrat Suç işleyen can, ölecek olan odur; babanın fesadını oğul taşımaz, ve oğlun fesadını baba taşımaz; salihin salâhı kendi üzerinde olur, kötünün kötülüğü de kendi üzerinde olur. (Hezekiel, 18: 20) İNSANLARIN KENDİ ELLERİYLE YAPTIKLARI NEDENİYLE CEZALANDIRILMALARI Size isabet eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,) Çoğunu da affeder. (Şura Suresi, 30) Tevrat Başımıza gelenlere yaptığımız kötülükler ve büyük suçumuz neden oldu. Sen, ey Tanrımız, bizi hak ettiğimizden daha az cezalandırdın ve bize sürgünden kurtulan böyle bir azınlık bıraktın. (Ezra, 9: 13) TEVEKKÜL Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi ’yapayalnız ve yardımsız’ bırakacak olursa, O’ndan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler. (Al-i İmran Suresi, 160) Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah’tan korkup-sakının. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler. (Maide Suresi, 11) Tevrat Kendisine Tanrı korkusunu öğreten Zekeriya’nın günlerinde Tanrı’ya yöneldi. RAB’be yöneldiği sürece Tanrı onu başarılı kıldı. (II. Tarihler, 26: 5) Bütün yüreğinle RAB’BE güven, Ve kendi anlayışına dayanma... (Süleymanın Meselleri, 3: 5) Ey orduların RAB’Bİ, Sana güvenen adam ne mutludur! (Mezmurlar, 84: 12) YOLLARI DOĞRULTMAK ALLAH’A AİTTİR Yolu doğrultmak Allah’a aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi. (Nahl Suresi, 9) Tevrat Bütün yollarında O’nu tanı, O da senin yollarını doğrultur. (Süleymanın Meselleri, 3: 6) KIYAMET GÜNÜ "Kıyamet günü ne zamanmış" diye sorar. Ama göz ’ kamaşıp da kaydığı,’ Ay karardığı, Güneş ve Ay birleştirildiği zaman; İnsan o gün: "Kaçış nereye?" der. Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok. (Kıyamet Suresi, 6-11) Yıldızlar ’örtülüp (ışıkları) silindiği’ zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar kökünden sökülüp savurulduğu zaman, Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman (Mürselat Suresi, 8-11) "Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim." (Taha Suresi, 15) Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki: "Onun ilmi yalnızca Rabbimin Katındadır. Onun süresini O’ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir. " Sanki sen, ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki: "Onun ilmi yalnızca Allah’ın Katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler." (Araf Suresi, 187) Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün; Dağlar da (etrafa uçuşmuş) rengarenk yün gibi olacak. (Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz. (Mearic Suresi, 8-10) Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman... (Rahman Suresi, 37) İncil Ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra, Güneş kararacak, Ay ışığını vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek... (Markos, 13: 24-25) Dikkat edin, uyanık durun, dua edin. Çünkü o anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. (Markos, 13: 33) Kendinize dikkat edin! Yürekleriniz sefahat, sarhoşluk ve bu yaşamın kaygılarıyla ağırlaşmasın. O gün, üzerinize bir tuzak gibi aniden inmesin. Çünkü o gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir. (Luka, 21: 34-35) ... O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan herşey yanıp bitecek. Herşey bu şekilde yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı’nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyecektir. (Petrus’un İkinci Mektubu, 3: 10-12) Tevrat ... RAB’BİN günü yakındır. Güneş ile Ay kararıyor, ve yıldızlar ışıklarını gizliyorlar... (Yoel, 3: 14-15) ... RAB’BİN günü yakındır; herşeye Kadir olan tarafından bir yıkım gibi geliyor. Bundan ötürü bütün eller gevşeyecek ve her insan yüreği eriyecek; ve şaşıracaklar; onları ağrılar ve elemler tutacak; doğuran kadın gibi ağrı çekecekler; şaşkın şaşkın birbirlerine bakacaklar; yüzleri alev yüzü. Memleketi çöl etmek için, ve onun içinden suçlu olanlarını helâk etmek için, işte, RAB’BİN günü, acımayan gün, gazapla ve kızgın öfke ile geliyor. Çünkü göklerin yıldızları, ve onların yıldız kümeleri ışıklarını vermeyecekler; Güneş; doğunca kararacak, ve Ay parlak ışığını vermeyecek. (İşaya, 13: 6-10) Ah o gün! çünkü RAB’BİN günü yakın, ve herşeye Kadir olan tarafından bir yıkım gibi geliyor. (Yoel, 1: 15) RAB’BİN büyük günü yakındır, yakındır ve çok çabuk geliyor, RAB gününün sesi! Yiğit orada acı acı bağırır. O gün gazap günüdür, sıkıntı ve darlık günü, harabiyet ve viranlık günü, karanlık ve karaltı günü, bulutlar ve koyu karanlık günü. (Tsefanya, 1: 14-15) Derleme Hacı Ali Bayram Alanya 2010 |
SAYGILARIMLA VE DUALARLA