![]() Vurdukvurduk genç ellerimizle daha on sekizinde bütün eflatun renkli aşk damarlarımızı buzlu zirvelerde alaza vurduk dokunulmamış ebrular gibi hayallerimizi vurulduk aç susuz malul kaldık yanık çizgilerle yıprandık kalmadı ne sevgili ne ana ne baba ne acı ne çocuk kalbinin o titrek çırpıntısı zamanımız yoktu egilip iki damla göz yaşı bile dökmedik her yıl yanı başımızda düşen o genç töre kurbanları geniş alınlarına vurduk, dört nala giden atlılar gibi vurduk geçtik yanlarından o çıplak göğüslerini, rüzgara bırakarak... bana kırmızı bir mendil ver ver ki: kan ağladığımı kimse bilmesin... |
gereği yokken
nice acı yaşadık.