ses verin ruhumdaki benzersizliğe...
gümüş tozuna batırılan ay!
her parladığında umudum’a yar yoluna secde etmelisin. okyanusun sesini içen poyraz! saçlarıma onun kokusuna boğulmadan dokunmamalısın! platonik yaşam çizgisinde durmadan koşan akrep! ben o’nun dudaklarında yaşamadan -yetişmemelisin akrebine! bilemezsiniz, bende ki onla dolan, onunla var olan, onunla yaratılan , ruhuma köle,düşünceme laik,yaşamıma eşdeğer’in büyüklüğünü. onsuzluğu sonsuzlukta kaybolmaya soyutlayan anlamlarınızı unutmak için her atılan adımın cehennem bekçisinin kucağına düşer , bilemezsiniz! beklemeyin benden, ayakta duran kadın figüründen kopup aşkı konuşup,aşk’a tapan bir başrolü seçmemi... ışığı seçmemi,karanlık prenses için hazırlamışken bütün maskelerimi... severim ben sadece kendim için ancak, aşığım ben sadece onla aldığım her nefes için, sadece o’nu yaşar dünyam,döngüsü o,merkezi o,bilinmezlikler bütünü o,cevaplar bir tek o... anlatamam birtek,anlasanız ne yazar,ben anlayamamışken büyüsünü,anlatabilsem kaç yazar size,daha o’na antabilmeyi becerememişken içimdeki o’nu...ah ben,beceremem hiç sevmeyi,üstüne aşık,üstüne düşünceli... yaşarken o’nu onun haberi bile olmadan bazen en içimde, bağırışımı nasıl duysun, ah ben... becerebilsem, harfsiz cümlelerimi kurmayı bırakmayı... ona bakarken gözlerim tek, kanma sakın dolunay’a saklanan ışık. görmezden gelirim dikkatimi çekmeye çalışan ışığını, yanılırsın düşüncelerinde, senle rahatım, onla huzurlu, bilemezsin farkını hiç, sen parla ancak sonsuz mavilikteyim ben... gitmek istediğim yerlere düşen kar tanesine bürünmüş gibi, gezinme poyraz uzaklarda. çağrıların çan sesi gibi artık bende. sıcaktan bunalsamda aşkın alevinde bazen, poyraz değil aradığım,düştüğüm noktayı bilmeyeceğim. kokusunda saklı esinti yeter,dedim sana onsuz esme diye, demiştim ben derim diye,gelmem uğraşma toz bulutu yapmaya, boynundan öper,huzur’a doyarım yansam bile ben... zamansız öpüşmeler flimi çekip,elalemi getirme dört duvara, mahremiyetim saklı onun dudaklarında, öpüşmeleriniz saat başı tek yudumluk,tadımlık,tatsız ancak sizin. benim ki belki saniyelik belki de anlık ancak aldanmayın kısalığına zamansız ilerleyenler, ben an’ı yaşarım her anımda aslında, içimdeki kraliyet hürriyetinde,serefine her seferimde. sanmayın geçer gider miniklikler, ben temel anlamlarını yeniden kurulan bir Aşk’ın prensesiyim kök hücrelerimden türeyen... ilk ışığım,gözleri... ilk rüzgarım,kokusu... ilk kök hücrem O -anlık öptüğü ilk saniyede... |