KALMAM ARTIK GİDECEĞİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen yanlış anlaşılmak hiç anlaşılmamaktan kadar kötüdür. İşte şimdi yine beni yanlış anlayacağını düşündüğüm birininde yazdıklarımın doğru anlaşılması umuduyla...
Yazım sitemdir...Tutkulu bir aşk gibi görünsede temelinde sitemdir. İlgilisine; "Duydumki seni araştırıyor, seni soruyormuşum. Duydum ki korkuyormuşsun. Sana aşık olduğumu düşünmekteymişsin. Yanılmaktasın;insan gördüğü bir güzelliğe de meyledebilir. Her meylediş aşk değildir. Bilesin ki bir şaiirin vereceği cevap da böyle olmalı. Bir şair; aklına düşen bir güzelliği yazmaya gebedir.Taki o güzellik bir yazı olarak doğana kadar. Şairin bu yazıy hayata getirdiği süreçte çektiği sıkıntıların doğum sancısınan bir farkı yoktur. Ayrıca bir şeyi yazarken onunla ne olmanız gerekirse oluyorsunuz. Ağlıyorsunuz,evleniyorsunuz,ayrılıyor,sevişiyor,haykırıyorsunuz vs... Yani her ne olmanız gerekiyorsa bir düş boyunca o oluyorsunuz. Hissedilen yoğun duyguların nedeni budur. Hani binlerce aşkın akrostik bir şiiri olmayabiliyorken; kemik rengi gözlüklerinin ardına saklı bir tebessümün adı aşk olmadan da akrostik bir şiiri olabiliyor."
Bakıver bu gece aya pencerenden
Korkma artık gideceğim, Titreyen elinle dokun yarı çıplak geceye, Dokun ki ısınıversin karanlık, Korkma artık gideceğim, Bu gece son defa dokun korkularına, Duracak olan değilim bilesin, Hani semayı parçalasa ellerin, Dudakların bin defa dokunsa da adıma, Yalvarsan kal diye, Durmam artık, gideceğim, Sana dokunduğumca değil, Sen uzak olduğunca güzelsin, Üşürmüşsün, Benmişim sebebi, Fırtınan imişim kumsalını döven, Ve rüzgârınmışım ıslığım ile söven, Seni korkutan, Seni ürküten ben, Ne yapmış, ne eylemişim bilmem, Hangi günahı işlemiş, Hangi küfre girmişim, söylesen, Söylesen de; Kırk su ile yıkansam, Tövbeler etsem, Bin özür dökülse dilinden damağından, Af dilesen nafile, Geçmem artık sokağından, Kalmam artık gideceğim, Sen üşüdüğünce değil, Ben rüzgâr olduğumca güzelsin, Şevk ile bakmışım, Bu imiş suçum, Zapt eylemişim dört yanı, Düşermiş gözlerimin değdiği toprak, nazarından, Bu kenti sana dar, Seni bu kente yâd eylemişim, Dergâhına ihanet etmekte aşk müritleri, Bu son çekişiştir huzurundan, Bülbül susturmuşum, Sen ağlarmışsın intizarından, Yokluğuna tuz basmakta ustayım, Yasaklanmışım, Kana bulaşmış bir sustayım, El çektim varından, yoğundan, senden, Ne hazırlayacağın aş doyurur beni, Ne ben hayır görürüm hal-i hazırından, Gitme kal diye sızlasan zar-ından, Durmam artık gideceğim, Sende doyduğumca değil, Ben sana aç olduğumca güzelsin, Ruhum salınır Salınır salıncağında gözlerinin, Ve çizer tenimi, Sırça köşkün kırıkları, Çizer, kemik sarısı gözlüklerin, Beyhude çağlar yaramdan akan kan, Ölsem de sana olan kahrımdan, Yinede kalmam, Kalmam; Gelse melekler ricaya, Sülüyetin nakşolsa güneşe-aya, Bölünsen milyon paya, Almam bir hisse senden, Almam artık gideceğim, Sen aya nakşolduğunca değil, Ben sana baktığımca güzelsin, Açar alacalı bir şafak ki; Üstüne yemin ederim, Güneşi bu son görüşüm olsun, Kızıl göğü sersen ayaklarıma, Kal diye haykırsan, Yalvarsa karanlık –yalvarsa gece, Giderim de kalmam, Kalmam artık kızılında, Sende kaldığımca değil, Ben senden gidebildiğimce güzelsin, Kırbaçlanmış köle gibiyim, Vur kamçını sözün ile Toprağım susuz; kopar kalan filizleri, Kurut beni gözün ile Kahrolayım sana kem baktıysam, Çek al gülüşlerini, Öldür beni yüzün ile Utansan ettiklerinden, Af dilesen elem ile hüzün ile Al, seninim desen, Elin ile yüzün ile Bir sen-de doydum ben, Bin seni versen, Almam artık gideceğim, Seni aldığımca değil, Sen bende kalanınca güzelsin, Issız bir gemi taşısın beni uzağına, Yazıklar olsun bana, Bir daha düşersem tuzağına, Boğulsam, Aman etmem, El atmam kumsalına, Adımlarımı seninle birlikte karaya Atar isem namerdim, İstemem senin olsun güzelliğin, Yerlere serilse çehren, Bakar isem namerdim, Çakılsa ayaklarım senin olan toprağa, Koparıp ayağımı bileğimden, Gitmez isem namerdim, Çehren yere serildiğince değil, Benim seni gördüğümce güzelsin, Lahikalar düştüm bulutlara, Dil bilenim olmadın, Olma artık gideceğim, Elimle kopardım çiçeklerini, Bir gün olsun sararmadın, solmadın, Solma artık gideceğim, Kime eşkâl verdiysem arandın, bulunmadın, Ne çıkar oldun piyasaya, Ne aşikâr oldun bu gurebaya, Çıkma artık gideceğim, Sen arandığınca değil, Ben seni bulduğumca güzelsin, Ilık ılık essen tenime, Dokunsan terli alnıma, öperek, İstemem, Hani konuşamasam, Lal olsam yani, İstemem adın düşmesin heceme, Sana gelmek bir yana, Gün senle doğacaksa yazık, Yazık tükenecek geceme, Söküp alamazsam bu cenini rahmimden, Senle olan hücreme yazık, Pişman olsan dediklerinden, Çeksen azabını, Kül olsan, Erisen, Elimin tersiyle seni savurmazsam namerdim, Unutsan varlığını, Dönüp bana kul olsan, Sende kalıp rab olursam namerdim, İstemem seni, Sen kul olduğunca değil, Ben sana kül olduğumca güzelsin, Çektim aldım güzellikten yana ne varsa, At gitsin kalanları, Gerçekleri görmek yükü bana nasipmiş, Bul pazarını, Sat! Sat gitsin yalanları, Ciğerimi sökse gözlerin, Kal diye yalvarsan, Açsan sineni; buyur seninim desen nafile, Sana bakmaktan yana muzdaripim, Ve bilsem ki, Kalsam tükenecek ızdırabım, Kalmam artık gideceğim, Sen derman olduğunca değil, Ben sana hasta olduğumca güzelsin, Yok, gayrı bir diyeceğim, Ben sana baktığımca güzelsin… |
kanatların çırpındığı kadar hafif
kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü
ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin
yaşadıklarını kar sayma
yaşadığın kadar yakınsın sonuna...
Can Yücel...
nedense bu şiiri hatırlattı bana
çok güzel bir anlatım paylaşım için teşekkür ve tebrikler.