Kendine güvenmeyenin en iyi taktiği, susmaktır. LA ROCHEFOUCAUL
Paylaş
KİTAP
MÜZİK
ATÖLYE
Hasetçiçeği
ilhanbuyukcebeci
4,6 / 14 kişi ·3 beğenme · 22 yorum · 2661 okunma
Okuduğunuz şiir 10.10.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Hasetçiçeği
Seni
Ar damarı çatlamış Hasetçiçeği Çördüğü ağacının Dibindeki baldıran Evleklere dadanmış ayrıkotu Seni Su arkındaki yılan Bel vurmaya değmez ki Seni Bahçelerden uzaklara, rumuzlara Duvardan atlayan kaçak gizli Seni Uykusu sabahın alaca saatleri Horozlardan erken Seni Üstüne çiyler düşesi Dikensi çiçekler açmaya Boyuna delmek için İyilik Atlasını Kalpler kırmaya gelen Seni Hiç vazgeçmeyen iğnecikuşu Ne zaman Güzellikler Alfabesine Babaannem derdi ki "Kendimden ednâsını bulamadım" Seni Sınıfın en kurnazı Metropol gülü, yapmaçiçek Ne derdi babaannem Ednâ nedir bilir misin? Karacaoğlan’ı... |
Şiiri Değerlendirin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hasetçiçeği şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yorumlar
ilhanbuyukcebeci
Cevap Yaz
( Sükuti ) tarafından 3/23/2012 9:42:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
İlginize teşekkür ederim.
Dostlukla,
Dostlukla,
tebrikler efendim kutlarım akıcı ve berrak tı
Bu yoruma 4 cevap yazılmış.
Selam olsun şiirin gülden-gümüşten-ipekten aydınlığına!
Selam olsun şiirin gülden-gümüşten-ipekten aydınlığına!
Selam olsun şiirin gülden-gümüşten-ipekten aydınlığına!
Selam olsun şiirin gülden-gümüşten-ipekten aydınlığına!
Yerginiz, düşündürücü ve uyarıcıydı.
Selam ve saygılarımla.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
Selam ve saygılarımla.
Yüreğinize sağlık.
Sevgi, saygı, selam ile.
Şiirle,
Sevgi, saygı, selam ile.
Şiirle,
kıymetocak
11 Ekim 2010 Pazartesi 15:44:31
Güzel olmasına olmuşta ben şiirdeki gizi yakalayamadım...Sanırım mesai saatleri ilerledikçe yoruluyorum...Bide yarın sabah,sabah niyetine okuyayım.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
Her şiir, değişik zamanlarda yeniden yeniden okunmalı; farklı tatlar, algılar, çağrışımlar için.
teşekkürler ilginize.
Sevgiyle,
teşekkürler ilginize.
Sevgiyle,
Cumali Çorbacı
11 Ekim 2010 Pazartesi 14:39:12
Ve hakedilmiş
güne ve geceye şiir
kutlarım
"Gecede Sözcükler Işıyor"
şiirle, sevgiyle,
şiirle, sevgiyle,
yabaninciri65
11 Ekim 2010 Pazartesi 14:18:41
epey derindi şiir
anladım
kendimce
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
anladım
kendimce
"derinlikler' gibi olsun şiir.
teşekkürler.
sevgiyle,
teşekkürler.
sevgiyle,
bu güne kadar gördüğüm ne kurdeleler asıldı bir çok şiirin boynuna
şiir o anki dışa vuran ruhun birikmiş halidir aslında kime ne kimden
her gönül dışa bir başka vurur sözleri sayğı duymak düşer bizden
selam olsun gönlünüze daima var olun
aynalar tarafından 10/11/2010 2:05:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
şiir o anki dışa vuran ruhun birikmiş halidir aslında kime ne kimden
her gönül dışa bir başka vurur sözleri sayğı duymak düşer bizden
selam olsun gönlünüze daima var olun
aynalar tarafından 10/11/2010 2:05:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli Dost,
isterim ki eleştiri yapılacaksa, teknik olarak yapılsın. Eksiği, fazlalığı, aksayan/topallayan yerleri imlensin. Sıradan'sa, vasat'sa, kötüyse;
örnekler verilsin ki herkes yararlansın...
Yoksa, içtenlik sorunu çıkar ortaya.
Şiir, kliklerden, klanlardan, tetikçi söylemlerin ucuzluğundan uzak kalmalı.
Has Şiirin, dergilerin/kitapların peşinden gitmeli okur/şair.
Saygıyla.
isterim ki eleştiri yapılacaksa, teknik olarak yapılsın. Eksiği, fazlalığı, aksayan/topallayan yerleri imlensin. Sıradan'sa, vasat'sa, kötüyse;
örnekler verilsin ki herkes yararlansın...
Yoksa, içtenlik sorunu çıkar ortaya.
Şiir, kliklerden, klanlardan, tetikçi söylemlerin ucuzluğundan uzak kalmalı.
Has Şiirin, dergilerin/kitapların peşinden gitmeli okur/şair.
Saygıyla.
müget
11 Ekim 2010 Pazartesi 13:24:48
şiir üzerinde tartışmalar yaratıyorsa bundan memnun olmalı insan. demek ki bir farklılığı var. işte budur yeniyi üreten.
ister katılalım ister katılmayalım tartışma ile ilgilenmeliyiz bana göre, zira herkes heybesine bir şeyler koyabilir sonuç olarak.
ben şiiri beğendim, çünkü, arı ve berrak... çünkü şiirin seslenişi var ; yaşadığımız toprağın kokusu var ve yeni bir eda var bu şiirde.
önce yazılmış ve dikkati çekmemiş olabilir. demek ki kurul o zamnki hatasını şimdi düzeltti.
kurula bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ederim.
günün şiirini tebrik ederim,
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
ister katılalım ister katılmayalım tartışma ile ilgilenmeliyiz bana göre, zira herkes heybesine bir şeyler koyabilir sonuç olarak.
ben şiiri beğendim, çünkü, arı ve berrak... çünkü şiirin seslenişi var ; yaşadığımız toprağın kokusu var ve yeni bir eda var bu şiirde.
önce yazılmış ve dikkati çekmemiş olabilir. demek ki kurul o zamnki hatasını şimdi düzeltti.
kurula bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ederim.
günün şiirini tebrik ederim,
Necatigil, BİLEYAZDI kitabının bir yerinde şöyle diyor:"........... Şiir, en azından bir mecaz bilgisi gerektirir. Ve ŞİİR KÜLTÜRÜ diye de bir şey vardır." Behçet Hoca, bu sözleri belki de kırk yıl önce söylemiş.
Şiir Kültürü... ne denli önemli.
Bazı eleştirileri, şaşkınlık içinde okıuyorum. Maksadı üzüm yemek değil, bağcı dövmek... Siz, benim yerime yanıtlamışsınız, sağ olun.
Polemik...Ne demek? Neyin polemiği? herhalde apartman toplantısındaki konuları tartışmıyor kimse. Nâzım-Necip Fazıl örneği. 60-70 yıl önceki polemiklerden sonra hiç mi tartışma olmadı Türk Şiirinde?
Kırk Kuşağı'nı anlatan Mehmed Kemal'in "Şairler Dövüşür" kitabı.
Birinci Yeni (Garip Akımı) sonra İkinci Yeni, "70 Kuşağı Şiirimizi Tartışıyor" (M.Yaşar Bilen kitabı)
80 Kuşağı, Yenibütün çıkışı, Şiir İntihalleri, onlarca polemik.
Eleştiri/polemik olmadan, sanat nasıl gelişecek?
Sanırım, bu arkadaşların günümüz dergilerinden de hiç haberi yok.
örneğin Sincan İstasyonu dergisini izlemelerini isterim. Son iki-üç yıllık sayıları bir zahmet okusunlar. Neler tartışılıyor?
"Yaşlı Şairlerin Emekli Edilmeleri", Şiirde Putlar, vs.
örneğin eylül sayısındaki bir yazıda; iki meşhur şairin, artık iyi şiir yazamadığı, sadece ünlerinin rantını yedikleri vs.
Elbette eleştiri, açık isimle yapılmalı. Sanalın baldıranlı ortamındaki gibi, rumuzların ardına gizlenerek, bel altından değil.
Benim, her yazım/şiirim, öncelikle edebiyat dergilerinde (matbuatta) yer almıştır. Sonra bilgisunara aktarılmıştır.
Ne yazık ki bazı arkadaşlar, şiiri/edebiyatı sanal bir düzlemden ibaret zannettiği için; zaman zaman da anlamsız bir 'tetikçilik' içine girmekteler.
Atıp tutan bu arkadaşlar, acaba hangi ciddi edebiyat dergisinde yazmışlar bugüne dek? Ya da kaç dergi izliyorlar* Türkiye'de 150 civarında dergi çıkmakta.
Otuz yıldır Varlık'tan Adam/Sanat'a, Gösteri'den Evrensel Kültür'e, en nitelikli onlarca dergide yazıp çizdim.
Eleştirirken, insaf ve izan sınırlarını zorlamayalım lütfen.
*
Bu karşı yazıyı, niye sayfanıza yazdım.
Çünkü sahici bir değerlendirmeydi, içtendi. Bilgi birikimine dayanıyordu.
En önemlisi, emeğe saygı vardı.
Küçük Prens" kitabının Fransız yazarı S. Euxperry'nin çok sevdiğim bir sözü var: "İnsan olmak, sorumlu olmak demektir."
İnsan olmanın ve Şiirin sorumluluk bilincini taşıyan
Güzel İnsanlara Selam Olsun!
Şiir Kültürü... ne denli önemli.
Bazı eleştirileri, şaşkınlık içinde okıuyorum. Maksadı üzüm yemek değil, bağcı dövmek... Siz, benim yerime yanıtlamışsınız, sağ olun.
Polemik...Ne demek? Neyin polemiği? herhalde apartman toplantısındaki konuları tartışmıyor kimse. Nâzım-Necip Fazıl örneği. 60-70 yıl önceki polemiklerden sonra hiç mi tartışma olmadı Türk Şiirinde?
Kırk Kuşağı'nı anlatan Mehmed Kemal'in "Şairler Dövüşür" kitabı.
Birinci Yeni (Garip Akımı) sonra İkinci Yeni, "70 Kuşağı Şiirimizi Tartışıyor" (M.Yaşar Bilen kitabı)
80 Kuşağı, Yenibütün çıkışı, Şiir İntihalleri, onlarca polemik.
Eleştiri/polemik olmadan, sanat nasıl gelişecek?
Sanırım, bu arkadaşların günümüz dergilerinden de hiç haberi yok.
örneğin Sincan İstasyonu dergisini izlemelerini isterim. Son iki-üç yıllık sayıları bir zahmet okusunlar. Neler tartışılıyor?
"Yaşlı Şairlerin Emekli Edilmeleri", Şiirde Putlar, vs.
örneğin eylül sayısındaki bir yazıda; iki meşhur şairin, artık iyi şiir yazamadığı, sadece ünlerinin rantını yedikleri vs.
Elbette eleştiri, açık isimle yapılmalı. Sanalın baldıranlı ortamındaki gibi, rumuzların ardına gizlenerek, bel altından değil.
Benim, her yazım/şiirim, öncelikle edebiyat dergilerinde (matbuatta) yer almıştır. Sonra bilgisunara aktarılmıştır.
Ne yazık ki bazı arkadaşlar, şiiri/edebiyatı sanal bir düzlemden ibaret zannettiği için; zaman zaman da anlamsız bir 'tetikçilik' içine girmekteler.
Atıp tutan bu arkadaşlar, acaba hangi ciddi edebiyat dergisinde yazmışlar bugüne dek? Ya da kaç dergi izliyorlar* Türkiye'de 150 civarında dergi çıkmakta.
Otuz yıldır Varlık'tan Adam/Sanat'a, Gösteri'den Evrensel Kültür'e, en nitelikli onlarca dergide yazıp çizdim.
Eleştirirken, insaf ve izan sınırlarını zorlamayalım lütfen.
*
Bu karşı yazıyı, niye sayfanıza yazdım.
Çünkü sahici bir değerlendirmeydi, içtendi. Bilgi birikimine dayanıyordu.
En önemlisi, emeğe saygı vardı.
Küçük Prens" kitabının Fransız yazarı S. Euxperry'nin çok sevdiğim bir sözü var: "İnsan olmak, sorumlu olmak demektir."
İnsan olmanın ve Şiirin sorumluluk bilincini taşıyan
Güzel İnsanlara Selam Olsun!
zeki çelik
11 Ekim 2010 Pazartesi 11:51:09
Şiir, kavga etmek için kullanılan bir alet değildir. Edebiyatta değildir. Şiir çok başka birşeydir...
Nazım Hikmet-Necip Fazıl tartışmaları edebiyatımızda bir örnek değildir... O zamanki şartlar şimdiki şartlar hiç değildir... Şimdi yaşansa, edebiyatımızda bu tarz onların dışında gelişirdi yine, ya da bir noktaya çekilmek istenirdi tekrar. Ama toplum bilinci gelişti artık bu tarz tartışmalar edebiyatın çok arkalarında kaldı.. İnternet ortam dışında bir örnek, bir dosya göremiyoruz artık.. Gördük ki en iyi bıçak bile kötü çelikten yapılıyormuş.
Şiir metinlerini ayrı değerlendirmek lazım, okurken sizi ormandan çıkışınızı sağlıyorsa doğrudur, değilse değildir. Şiir sizindir, okuyanındır. Onun dünyasına girmeye çalışıyorsunuz çünkü. Çok basit görülen şiirler bile birçok kişiye pusula olmuştur, yönünü bulmuştur. Her şiire ihtiyaç vardır, bir şiir metnine gülebiliyorsanız, gülmeye de ihtiyacınız var çünkü. İyi şiir, kötü şiir, basit şiir, zor anlaşılır şiir, açık şiir, kapalı şiir vs vs... Bırakın artık bunları yargılamayı, eleştirmeyi.. Şiirin böyle bir misyonu yok.
Nazım Hikmet-Necip Fazıl tartışmaları edebiyatımızda bir örnek değildir... O zamanki şartlar şimdiki şartlar hiç değildir... Şimdi yaşansa, edebiyatımızda bu tarz onların dışında gelişirdi yine, ya da bir noktaya çekilmek istenirdi tekrar. Ama toplum bilinci gelişti artık bu tarz tartışmalar edebiyatın çok arkalarında kaldı.. İnternet ortam dışında bir örnek, bir dosya göremiyoruz artık.. Gördük ki en iyi bıçak bile kötü çelikten yapılıyormuş.
Şiir metinlerini ayrı değerlendirmek lazım, okurken sizi ormandan çıkışınızı sağlıyorsa doğrudur, değilse değildir. Şiir sizindir, okuyanındır. Onun dünyasına girmeye çalışıyorsunuz çünkü. Çok basit görülen şiirler bile birçok kişiye pusula olmuştur, yönünü bulmuştur. Her şiire ihtiyaç vardır, bir şiir metnine gülebiliyorsanız, gülmeye de ihtiyacınız var çünkü. İyi şiir, kötü şiir, basit şiir, zor anlaşılır şiir, açık şiir, kapalı şiir vs vs... Bırakın artık bunları yargılamayı, eleştirmeyi.. Şiirin böyle bir misyonu yok.
Yükselenyıldız
11 Ekim 2010 Pazartesi 10:18:27
Mükemmeldi.
Tebrikler.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
Tebrikler.
Şiirde hep 'kalfa' kalmak isterdim.
Alçakgönüllü selamınıza
Saygıyla,
Alçakgönüllü selamınıza
Saygıyla,
feyzi kanra
11 Ekim 2010 Pazartesi 07:17:18
"Kendimden ednâsını bulamadım.
Bu bir satır yeter insan olana.
Babaannenize saygılarımı sunuyorum.
Nur içinde yatsın.
Rahmetli babaannem, okula gitmemişti ama bilge bir kadındı.
Çankırı'da, çocukluğumda ve ilkgençliğimde sık sık duyardım bu bilge sözü:
"Kendimden ednâsını bulamadım..."
Ne müthiş bir ironi! kızdığı akrabalarına ya da komşulara böyle seslenirdi:
"merak etmeyin, en kötünüz benim! "
Karacaoğlan şiirlerinden çıkıp gelmiş bir sözcük: ednâ.
İdrak edenlere, bu Karacaoğlan güzelliğini baştacı edenlere
selam olsun!
Çankırı'da, çocukluğumda ve ilkgençliğimde sık sık duyardım bu bilge sözü:
"Kendimden ednâsını bulamadım..."
Ne müthiş bir ironi! kızdığı akrabalarına ya da komşulara böyle seslenirdi:
"merak etmeyin, en kötünüz benim! "
Karacaoğlan şiirlerinden çıkıp gelmiş bir sözcük: ednâ.
İdrak edenlere, bu Karacaoğlan güzelliğini baştacı edenlere
selam olsun!
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
11 Ekim 2010 Pazartesi 02:16:24
sevgim saygım tebriklerim günün şiirine çok değerli şairine...:)
O engin herkesi kucaklayan yüreğinize bin sevgiyle...
Saygıyla,
Saygıyla,
Hilmi YAZGI
11 Ekim 2010 Pazartesi 01:44:00
Ismarlama şiir
Geçmişte de yaşanmıştı benzer olaylar.
Bir şair sitede önceden paylaştığı bir şiirini niçin tekrarlama gereği duyar anlamış değilim.
"Vay efendim bu şiir iki yıl önce başka sitede olan bir tartışmadan doğdu, tekrar yayınlama gereği duydum"
Bu ne anlama geliyor?
Diğer sitelerde olan kavgalarımızı buraya taşıyalım;
sonra da o kişilerin eline koz verelim buraya gelsinler ve
buradaki huzur ortamının da tabiri caizse içine etsinler.
Yapmayın efendim; şiirinize diyecek yok, yergi olarak güzel mi güzel
ama, eski mevzulari ikide bir gündeme getirmenin kimseye faydası olacağını sanmıyor ve
kişisel taşlamaların ne kadar cilalansa da edebiyata bir katkısı olacağını düşünmüyorum.
Kurula da bir soru yöneltelim izninizle;
Şiir ilk asıldığında neredeydiniz?
kırmızı kurdeleler stokta mıydı o zamanlar?
Neyse sözü uzatmayalım. Nasıl olsa hiçbir faydası olmaz.
Saygılar sundu bu adam.
Bu yoruma 2 cevap yazılmış.
Geçmişte de yaşanmıştı benzer olaylar.
Bir şair sitede önceden paylaştığı bir şiirini niçin tekrarlama gereği duyar anlamış değilim.
"Vay efendim bu şiir iki yıl önce başka sitede olan bir tartışmadan doğdu, tekrar yayınlama gereği duydum"
Bu ne anlama geliyor?
Diğer sitelerde olan kavgalarımızı buraya taşıyalım;
sonra da o kişilerin eline koz verelim buraya gelsinler ve
buradaki huzur ortamının da tabiri caizse içine etsinler.
Yapmayın efendim; şiirinize diyecek yok, yergi olarak güzel mi güzel
ama, eski mevzulari ikide bir gündeme getirmenin kimseye faydası olacağını sanmıyor ve
kişisel taşlamaların ne kadar cilalansa da edebiyata bir katkısı olacağını düşünmüyorum.
Kurula da bir soru yöneltelim izninizle;
Şiir ilk asıldığında neredeydiniz?
kırmızı kurdeleler stokta mıydı o zamanlar?
Neyse sözü uzatmayalım. Nasıl olsa hiçbir faydası olmaz.
Saygılar sundu bu adam.
hüzün şairi
11 Ekim 2010 Pazartesi 13:24:06
HİLMİ YAZGI HOCAM YAZMIŞSA BOŞA YAZMAMIŞTIR.SONUNA KADAR KATILIYORUM....VE HELAL OLSUN HOCAM SİZE DİYORUM..
SİTE ADINA BU ELEŞTİRİLER ARTIK BİR YOLUNA KOYULMALI VE BU TARZ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ ARTIK....
SİTE ADINA BU ELEŞTİRİLER ARTIK BİR YOLUNA KOYULMALI VE BU TARZ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ ARTIK....
ilhan seber
11 Ekim 2010 Pazartesi 06:25:58
Şiiri bir yerlerden evet ço0k net hatırlıyorum..Beraberinde ki düsünce ve söylemlerini tasvir edemiyorum ama,kurulla ilgili sözlerinize harfiyen katılıyorum..Özgür ve baskın edebiyatta bunlar olmamalı..Şirr mi,çok özür dileyerek,çok sıradan bir şiir..Sevgilerimle...
Ayrıntıda Gezinmek
11 Ekim 2010 Pazartesi 00:58:59
Güne düşen şiiri ve şairini kutlarım.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
Şiirime selam uçuran yüreğinize sağlık.
Sevgiyle,
Sevgiyle,
Yıldız Toksöz
11 Ekim 2010 Pazartesi 00:57:20
bu sitemler kimeydi acaba yoksa sizi kıran herkes üstüne bir şey almalımı ? bunca sitem ama zevkle okudum kutlarım
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
'Herkes üstüne bir şey alıyorsa', şiir amacına ulaşmış demektir.
Sevgiyle,
Sevgiyle,
Seviyor musunuz
Övüyor musunuz
Dövüyor musunuz
Her ne ise güzeldi :)
Severek ve gülümseyerek okuduğum ,
ŞİİR di.
Kutluyorum.
Saygımla.
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
Övüyor musunuz
Dövüyor musunuz
Her ne ise güzeldi :)
Severek ve gülümseyerek okuduğum ,
ŞİİR di.
Kutluyorum.
Saygımla.
Hem düşündüren hem de 'gülümseten' bir çalışma olmuşsa, ne mutlu bana!
İlginize teşekkür ederim.
Sevgiyle.
İlginize teşekkür ederim.
Sevgiyle.
asran
11 Ekim 2010 Pazartesi 00:15:05
İlhan Bey öncelikle tebrik ediyorum emeğinizin, özeninizin, hassasiyetinizin karşılığını alırken sizi görmekten mutluluk duyuyorum.
Siteminizi (pardon :) ) şiirinizi beğenerek okudum. Sadeliği, anlaşılırlığı her zaman ön planda. Yinede aşağıda vereceğim kısmı bi yerlere bağlayamadığımı belirtmek isterim. Çözemedim her nedense.
Seni
Hiç vazgeçmeyen iğnecikuşu
Ne zaman Güzellikler Alfabesine
Bunun dışında keyifle okuduğumu söylemem "malumu ilam" olmaktan öteye geçmeyecektir. Saygımla...
Bu yoruma 3 cevap yazılmış.
Siteminizi (pardon :) ) şiirinizi beğenerek okudum. Sadeliği, anlaşılırlığı her zaman ön planda. Yinede aşağıda vereceğim kısmı bi yerlere bağlayamadığımı belirtmek isterim. Çözemedim her nedense.
Seni
Hiç vazgeçmeyen iğnecikuşu
Ne zaman Güzellikler Alfabesine
Bunun dışında keyifle okuduğumu söylemem "malumu ilam" olmaktan öteye geçmeyecektir. Saygımla...
Sevgili Dost,
Öncelikle söylemek isterim ki bu şiirin yazılmasının üzerinden belki de üç yıl geçti. Dün-bugün meselesi değil. Kuşkusuz iyi şiirler eskimez. Kime göre iyi şiir? Bakış açınıza, estettik beğeni, bilgi ve şiir birikiminize bağlı bu.
*
Takıldığınız üçlü dize için: Son dize "Ne zaman Güzellikler Alfabesine"
Sanırım bu dizede takıldınız. Burayı bilerek 'eksik' bırakmak istedim. Şöyle de olabilirdi: "Ne zaman Güzellikler Alfabesine" geleceksin, ya da
"Ne zaman Güzellikler Alfabesini" okuyacaksın, (ezberleyeceksin)...
benzeri çağrışımları, tamamlamayı, okura bırakmak istedim.
Açık anlatmak yerine "sezdirmek" istedim. Zaman zaman 'örtük' söyleyişler olmalı şiirde. Seviyorum bu tarzı. Şair kadar okur da çaba harcamalı yeri geldiğinde. Her okur, farklı dünyaları düşlemeli biraz da. Bu şiir, bir arkadaşın nitelediği gibi 'sıradan' bir şiir olabilir ama çağrışımı yüksek şiire örnek vermek gerekirse, Necatigil'in muhteşem şiiri "Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca" yı imlemek isterim. Tekrar tekrar okumalı insan, kafa yormalı.
İyi ki varsınız bu sitede.
Suya sabuna 'artniyetsiz' dokunan, klan ilişkilerinin uzağında, has şiiri dert edinen bir gönül insanı, emek veriyorsa bu siteye
İçten teşekkürler 'şiir' adına elbette
Sevgim çokça...
Öncelikle söylemek isterim ki bu şiirin yazılmasının üzerinden belki de üç yıl geçti. Dün-bugün meselesi değil. Kuşkusuz iyi şiirler eskimez. Kime göre iyi şiir? Bakış açınıza, estettik beğeni, bilgi ve şiir birikiminize bağlı bu.
*
Takıldığınız üçlü dize için: Son dize "Ne zaman Güzellikler Alfabesine"
Sanırım bu dizede takıldınız. Burayı bilerek 'eksik' bırakmak istedim. Şöyle de olabilirdi: "Ne zaman Güzellikler Alfabesine" geleceksin, ya da
"Ne zaman Güzellikler Alfabesini" okuyacaksın, (ezberleyeceksin)...
benzeri çağrışımları, tamamlamayı, okura bırakmak istedim.
Açık anlatmak yerine "sezdirmek" istedim. Zaman zaman 'örtük' söyleyişler olmalı şiirde. Seviyorum bu tarzı. Şair kadar okur da çaba harcamalı yeri geldiğinde. Her okur, farklı dünyaları düşlemeli biraz da. Bu şiir, bir arkadaşın nitelediği gibi 'sıradan' bir şiir olabilir ama çağrışımı yüksek şiire örnek vermek gerekirse, Necatigil'in muhteşem şiiri "Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca" yı imlemek isterim. Tekrar tekrar okumalı insan, kafa yormalı.
İyi ki varsınız bu sitede.
Suya sabuna 'artniyetsiz' dokunan, klan ilişkilerinin uzağında, has şiiri dert edinen bir gönül insanı, emek veriyorsa bu siteye
İçten teşekkürler 'şiir' adına elbette
Sevgim çokça...
asran
11 Ekim 2010 Pazartesi 10:34:06
Vehmetmişsinizdir, ben yorumunuzuda gördüm inançlrınız doğrultusunda eleştirmiş, onaylamadıklarınızı yazmışsınız. Bunda bir beis görmüyorum. İlhan bey'de tanıdığım kadarıyla eleştirilmekten çekinmez, eleştiriden çekinmediği gibi. Evet o kıta oturmamış diye bende eleştirdim ama yazdığı bir şiiri birine nazire olsun diye riske etmez diye düşünüyorum.
Saygımla...asran
Saygımla...asran
ilim ilim bilmektir,ilim kendini bimektir
sen kendini bilmesesen
bu ne biçim okumaktır.Yunus Emrenin veciz bir sözü
Eline sağlık şiirin hoş ve anlamlı notumtamdır.
Bu yoruma 2 cevap yazılmış.
sen kendini bilmesesen
bu ne biçim okumaktır.Yunus Emrenin veciz bir sözü
Eline sağlık şiirin hoş ve anlamlı notumtamdır.
zamankeskin
11 Ekim 2010 Pazartesi 13:28:18
bence yaşamak ve çelikleşmek engeniş anlamda anlamdaştır,
çeliğe ,ne Karacaoğlanlar,ne KÖROĞLULAR SU verebilir,verse verse
kor olup yanan Trifanovlar,Talas Bulbalar,ŞEYH BEDERETTİNLER,HALACI MANSURLAR,NESİMİLER,İMAM HANİFİLER,ŞEYH MUHİDİN ARABİLER,STALİNLER VE YÜCE FİKİRLERİ cverebilir derim,şaire slm
çeliğe ,ne Karacaoğlanlar,ne KÖROĞLULAR SU verebilir,verse verse
kor olup yanan Trifanovlar,Talas Bulbalar,ŞEYH BEDERETTİNLER,HALACI MANSURLAR,NESİMİLER,İMAM HANİFİLER,ŞEYH MUHİDİN ARABİLER,STALİNLER VE YÜCE FİKİRLERİ cverebilir derim,şaire slm
"Türkçemin Süt Dişleri" Yunus Emre'mize sonsuz minnet duyarak;
Ben de sizi bir semahın iki dizesiyle selamlamak isterim:
"Cehennem dedikleri dal odun yoktur
Herkes ateşini burdan götürür"
Nedamet ateşinden korumalı insan kendini, insan-ı kâmil olma yolunda
yürümeli. Özgürlük, estetik erotizm arıyorsa kişi, ilk önce Karacaoğlan'a uğramalı sonra Cemal Süreya'ya.
Sevgiyle,
Şiirle,
Ben de sizi bir semahın iki dizesiyle selamlamak isterim:
"Cehennem dedikleri dal odun yoktur
Herkes ateşini burdan götürür"
Nedamet ateşinden korumalı insan kendini, insan-ı kâmil olma yolunda
yürümeli. Özgürlük, estetik erotizm arıyorsa kişi, ilk önce Karacaoğlan'a uğramalı sonra Cemal Süreya'ya.
Sevgiyle,
Şiirle,
hayırdır sevgili dostum..
bu muhteşem şiire bir ihtiyaç durumu mu doğdu yoksa..
çok sevmiştim bu şiiri..
bir kez daha okumaktan mutlu oldum..
kutlarım dostum..
sevgimle..
Bu yoruma 5 cevap yazılmış.
bu muhteşem şiire bir ihtiyaç durumu mu doğdu yoksa..
çok sevmiştim bu şiiri..
bir kez daha okumaktan mutlu oldum..
kutlarım dostum..
sevgimle..
ahmetfikri
11 Ekim 2010 Pazartesi 15:10:42
sitede gerçekten şiirlere etkili, yapıcı , farklı pencere açıcı yorumlar beredeyse yok gibi. genelde herkes herkesin şiirini beğeniyor, güzel kulağa hoş gelen cümleler kuruluyor. yeni adına yaklaşımlar yok. belkide yeni şeyler sancılı ama doğamıyor
mehmet özdemir
11 Ekim 2010 Pazartesi 00:51:43
İlhan Bey, sizi destekliyorum...
şiir,sanat,eleştiri...
ortalıkta ne şiir var, ne sanat var, ne de eleştiri..
al gülüm ver gülüm insanlar memnun.. yaşayıp gidiyorlar..
sizin duruşunuzu seviyorum..
hep böyle kalın değerli dost...
"Erkekçe olsun dostluk da düşmanlık da" diyen A. Arif'e aşk olsun!
şiir,sanat,eleştiri...
ortalıkta ne şiir var, ne sanat var, ne de eleştiri..
al gülüm ver gülüm insanlar memnun.. yaşayıp gidiyorlar..
sizin duruşunuzu seviyorum..
hep böyle kalın değerli dost...
"Erkekçe olsun dostluk da düşmanlık da" diyen A. Arif'e aşk olsun!
Ali Dost,
Yine bu yazı ile ilintili, yine Şehir dergisinde beş altı ay önce yayımlanmış bir yazım var ki o da sitede ekli: "KOD ADI..." başlıklı. Öncelikle o yazı okunmalı. Çünkü süreği bu yazı.
Sanalın Kaygan, Zehirli, Tehlikeli Bahçesi.
Denetleyen yok, değerlendiren, ölçüp biçen yok.
Eline klavyeyi geçiren...Kocaman delikli kalburlardan akıtıp duruyor...
Sevgiler,
Yine bu yazı ile ilintili, yine Şehir dergisinde beş altı ay önce yayımlanmış bir yazım var ki o da sitede ekli: "KOD ADI..." başlıklı. Öncelikle o yazı okunmalı. Çünkü süreği bu yazı.
Sanalın Kaygan, Zehirli, Tehlikeli Bahçesi.
Denetleyen yok, değerlendiren, ölçüp biçen yok.
Eline klavyeyi geçiren...Kocaman delikli kalburlardan akıtıp duruyor...
Sevgiler,
ALİ ÇAĞLAYAN
10 Ekim 2010 Pazar 17:09:07
buna benzer bir şey olduğunu anlamıştım..
çünkü şiir çok tavırlı..
neredeyse tokat sanki..
tekrar kutlarım sevgili dostum..
sevgimle..
(hemen okuyacağım yazıyı..oldukça eğlenceli galiba:=))
çünkü şiir çok tavırlı..
neredeyse tokat sanki..
tekrar kutlarım sevgili dostum..
sevgimle..
(hemen okuyacağım yazıyı..oldukça eğlenceli galiba:=))
Dost,
Dün 'günün yazısı' seçilen bir polemik yazım vardı. "Sanalın baldıranlı bahçesinden bir yazar"
Gelen bir iki yorum ilginçti, baldıranlı.
"bel altından vuruyormuşum..." Kim vuruyor?
Bu yazı Şehir dergisinin 59.sayısında(ağustos-eylül 2010) çıktı. Dileyen (muhatap) orada ya da başka yerde yanıt verebilir. Çünkü ben, ne o yazının muhatapları gibi ne de bu sitedeki bazı üyeler gibi kimliğimi saklamıyorum. Sanalın karanlık mağaralarına, rumuzların ardına sığınmıyorum. Bel altından vurmak... adını gizleyip, ahkâm kesmektir.
Biz, orda apartman komşuluğundaki sorunları tartışmıyoruz. Elbette ikili (ya da çoklu) polemikler olacaktır yazınsal düzlemde. Bunlar nerede dile gelecek?
Her gün yüzlerce manzume düzeyinde şiircikler, şunlar bunlar asılıyor siteye. Onlara kaç kişi eleştiri getiriyor? Bir iki kişi dışında. Dört bin kişi var bu sitede? Suya sabuna dokunan, bilgiye, birikime dayanan eleştiriler nerede?
Özgürlükmüş... Küfürlü manzumeler... mi Has Edebiyat mı?
Benim Özgürlüğümün başladığı yerde Senin Özgürlüğün biter"
Sınırsız Özgürlük, Kaostan, Yozlaşmadan, Çürümeden başka ne getirebilir topluma?
Kokuşma ile Özgürlük birbirne karışmış durumda.
Ayakların baş, başların ayak olduğu bir düzende; saygının, sevginin dibe vurduğu ve tüm değerlerin alt üst olduğu bir toplumda: kendini rumuzların arkasına gizleyen kimliklerin, kalkıp da bizi "yasakçı zihniyet" gibi gülünç yaftalarla suçlaması, insanı üzüyor.
Siz, önce niye rumuzların arkasına saklıyorsunuz kimliğinizi/kişiliğinizi?
Bunu sorgulayın. Yazının en temel kaygısı da budur zaten.
"Erkekçe olsun dostluk da düşmanlık da" diyen A. Arif'e aşk olsun!
Dün 'günün yazısı' seçilen bir polemik yazım vardı. "Sanalın baldıranlı bahçesinden bir yazar"
Gelen bir iki yorum ilginçti, baldıranlı.
"bel altından vuruyormuşum..." Kim vuruyor?
Bu yazı Şehir dergisinin 59.sayısında(ağustos-eylül 2010) çıktı. Dileyen (muhatap) orada ya da başka yerde yanıt verebilir. Çünkü ben, ne o yazının muhatapları gibi ne de bu sitedeki bazı üyeler gibi kimliğimi saklamıyorum. Sanalın karanlık mağaralarına, rumuzların ardına sığınmıyorum. Bel altından vurmak... adını gizleyip, ahkâm kesmektir.
Biz, orda apartman komşuluğundaki sorunları tartışmıyoruz. Elbette ikili (ya da çoklu) polemikler olacaktır yazınsal düzlemde. Bunlar nerede dile gelecek?
Her gün yüzlerce manzume düzeyinde şiircikler, şunlar bunlar asılıyor siteye. Onlara kaç kişi eleştiri getiriyor? Bir iki kişi dışında. Dört bin kişi var bu sitede? Suya sabuna dokunan, bilgiye, birikime dayanan eleştiriler nerede?
Özgürlükmüş... Küfürlü manzumeler... mi Has Edebiyat mı?
Benim Özgürlüğümün başladığı yerde Senin Özgürlüğün biter"
Sınırsız Özgürlük, Kaostan, Yozlaşmadan, Çürümeden başka ne getirebilir topluma?
Kokuşma ile Özgürlük birbirne karışmış durumda.
Ayakların baş, başların ayak olduğu bir düzende; saygının, sevginin dibe vurduğu ve tüm değerlerin alt üst olduğu bir toplumda: kendini rumuzların arkasına gizleyen kimliklerin, kalkıp da bizi "yasakçı zihniyet" gibi gülünç yaftalarla suçlaması, insanı üzüyor.
Siz, önce niye rumuzların arkasına saklıyorsunuz kimliğinizi/kişiliğinizi?
Bunu sorgulayın. Yazının en temel kaygısı da budur zaten.
"Erkekçe olsun dostluk da düşmanlık da" diyen A. Arif'e aşk olsun!
Mehtap ALTAN
10 Ekim 2010 Pazar 14:06:49
İyilik atlasına bir bulut doğurdu haset çiçeği...
o günden beri yangınları sönmez masum düşlerin...
tebrikler...
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
o günden beri yangınları sönmez masum düşlerin...
tebrikler...
Yağmur toplayan bulutlar...
Şiirlere
Ömrümüze yağsın
İncecik...
Şiirlere
Ömrümüze yağsın
İncecik...
Şiir Künye
Kayıt Tarihi
: 10.10.2010 14:05:28
Puan
: 64.0 / 14 kişi
Okunma Sayısı
: 2661
Yorum
: 22 yorum
Beğeni
: 3 kişi
Şiiri Beğenenler
Popüler Şiirleri
MENÜLER
YENİ ŞİİRLER
EDEBİYAT DEFTERİ
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Ar damarı çatlamış
Hasetçiçeği
Çördüğü ağacının
Dibindeki baldıran
Evleklere dadanmış ayrıkotu
Seni
Su arkındaki yılan
Bel vurmaya değmez ki
Seni
Bahçelerden uzaklara, rumuzlara
Duvardan atlayan kaçak gizli
Seni
Uykusu sabahın alaca saatleri
Horozlardan erken
Seni
Üstüne çiyler düşesi
Dikensi çiçekler açmaya
Boyuna delmek için
İyilik Atlasını
Kalpler kırmaya gelen
Seni
Hiç vazgeçmeyen iğnecikuşu
Ne zaman Güzellikler Alfabesine
Babaannem derdi ki
"Kendimden ednâsını bulamadım"
Seni
Sınıfın en kurnazı
Metropol gülü, yapmaçiçek
Ne derdi babaannem
Ednâ nedir bilir misin?
Karacaoğlan’ı...
ilhan büyükcebeci (ilhanbuyukcebeci)
GÜNE DÜŞEN ŞİİRİNİ ZEVKLE OKUDUM KUTLARIM. ÇOK GÜZELDİ...
SAYGILARIMLA...