Rüya Prensesalnının ortasına düşmüş bir bukle kıvrım, kıvrım dolanır ay hilalinde karanlık gök yüzünde bir yıldız. .......seferin bilmiş, ...................yeryüzüne eğilmiş, kayarak gelirmiş gibi bir kız. yüzünde çizgiler tenine değmemişler gibi belirsiz ve güzelliğin üstüne iz bırakamayacak kadar çaresiz çizgiler. yere döküldüler utangaç durdu belki gözlerinin rengi. derin denizlerde vurgun yemiş bir dalgıç sendeledi. dedi: uzak misallerden ve uzak diyarlardan, uyanmadan geldim. gözlerinin üstüne rüyaları serdim benim! rüyalar prensesiyim. sesinden kaynaklanan beyninde odaklanan efsunlu bir seda olur, ta derinden ruhuna düşen, seyrüseferinden. içine düştü birden, sanıyordu bir Samanyolu, kayıyordu seher gibi sel gibi sonra ağustosta esen yel gibi tıpır, tıpır atan yürekler yaban tavşanı gibi ürkekler derya deniz gözleri şimdi çoktan rıhtıma demirlemişti ve dudakları inci barınakları hiç yokmuş gibiden gayri cismi, gaip ten seyrine daldı ayın durduğu anda zamanın elinden tutup şimdi mutluluğa ermişti gecenin son deminde rüyalar aleminde |