tarçın kokulu yıllar
tarçın kokulu ellerin üşürdü,
karanlıklarda. saçlarını yüzüne dökerdin, gözlerin önüne düşerdi üç kızın, üç yıldızın gökte... çaresizliğin, avuçlarında.. bir kiraz bayramı bayram sevinçlerini boğunca mutsuzluklar üç kızını, üç dalını, üç umudunu... yüreğine gömdün alıp bohçanı eline düştün yollara... her dağın kendince boranı var dumanı var karı var açılmadı.. yazık çaldığın kapılar... ne kavesoğlu ali açtı kapısını ne sarı emin oğlu mehmet açtı yüreğini biri babaydı, biri kardeş... ne canından aziz bildiklerin ne sevgini uğruna yol saydıkların umut olmadı karanlıklarına... kara bulutlar kümelendi gökte sert yeller esti pınarbaşında yolun keklik ötmez kekik bitmez eşek çıkmaz deresine düştü... yüreğini bir çınar dalına astın başındaki oyalı çemberle umutlarını sevgilerini... ne gül yüzün doğdu bir daha ne gülüşün ne gül yüzün.. şimdi üç dalından biri, özler senin tarçın kokulu ellerini.. otuz yıldır tam otuz yıldır güneş ısıtmadı bir karlı yüreği... 06/10/2010 ödemiş |
şimdi
üç dalından biri,
özler
senin
tarçın kokulu ellerini..
otuz yıldır
tam otuz yıldır
güneş ısıtmadı
bir karlı yüreği...
trajik ve muhteşem bir öykü..
mükemmel ötesiydi şiir..
kutlarım dostum..
sevgimle..