Ömer Muhtar
bu şehre ne zaman gelse, hayta gönül
ne kadar vursa yürek; sesi, kör! ’kahpe felek’ kokar şişe’n, dibi keder! şerre dalan, üç vakte mevtâ; -şira, yalan! hattât, oysa sözü; hayra âmir sine, dövse dili; hülle emir kader, acı; çare, köhne çürük olur ala çarık ucu; -hepsi de sahte! ne zaman aşka gelse, oyun bozar eşi hazır ya; körebeye çalar eli hangi taşa siner sevdâ? köşe kapmaca sanki, sahra çölün dünya işi bu; nefsi, çulun -adam eyler! tarihi dürmüş çetele defterim, yaprağına çiğdemi sarmış; özü, kür -şahlan neferim! şanı, şerefi kurtar; davran da ata muhtar! çakala, pala çek! şâhine fer ola, nâçar erim; -hadi, fünye çak! dövüşü, palan ola, çavlan oğlan; cümbüşü, talan ile yüce; -künyesi gümüş! zamanı kur, kuma çal saati -kördüğüm, hadi kudur! kuzgun leşe mi düşe, vatan? kaftanı mı düre, çeristan? -fistanı şarkî, şeristan kaça gelir köristan’a çadır? teki gider, inadına muzur! tabut ağlar; taşı, gedik; -toptan götür! kindâr cana; töre, mundar cedde, hançer; ateşe, kulvar elâ göze belâ, kibir -zebâni, söze sağır! küfürse, akla mânidâr şahı köle, çulistan -köre, kabir! ha, kuruya dili; -kışa döne tözü; ha, demi gele; -bile sözü! 14.08.2010 |