* Dudaklarım Konuşmaya Üşeniyor Aşkı *
/Yağmurunda üşüyen gözlerime giydir göz yaşlarını/
Ay değince dudaklarıyla semaya Feza uzattı kıskançlıktan yapma nazarını… İşte öyle Bir nazar değdi Sevgimin ürkek kimsesizliğine… Öyle sen değdi o gece de … Kızıllığına bulamak vardı hayatıma hükmeden siyahı, Ve bırakmak dolunayın kucağına… Oyundan bozma aşklarını dök sokağına çöplüğünün… Şimdi ne desem yağmurun yağıyor Aşk şehrime… Ne söylesem söylemediklerini sayıklıyorum Uykusuz uykularımda… Hayatı sana çeviren Beni deli eden Bu sevdanın yoksunluğu kimeydi yâr ? Yorgun kalbim… Aşkını da al da öyle git gideceksen? Bana bu yükü yükleme… En büyük ağırlığı seni yüreğimde Taşırken tattım ben… Yoksulluğumu anlasana… Yokluğu alsana yoksuzluğumdan… Tek kuruşum yok seni geri alabilecek… Susuzluğumu susatma artık sus’ a düşmüş aşkınla… Yakma sana yakılmış ağıtların ardı sıra Adımı… Aşkımı… Güz yabancı bana bilmez misin? Korkuyorum rüzgârın çığlıklarının altında uyumaya… Hazırsan şimdi bahardayken git hadi… Sonbahar teslim almadan güneşlerimi Karanlığı tanımadan öyle git… Ve gel sonbaharda savrulan yapraklar gibi geri… /Ceplerine doldurduğun hayallerimi dök şimdi / İçi boş anılarından girsin içeri hayat… Dikişlerini aldırmışken yaralarının Git… Aşkını al ve git! Diyecek kadar Seni özlüyorum… Seni... sana aks etmiş aşkı... Sevgilim; / tüm öksüzlüğümün yetim kalışı yokluğundandır/ Bilesin ... |