Misafir olduğum dünya elinde,
Şükür evim-barkım işim-aşım var…
İnişli-yokuşlu hayat yolunda,
Ak alınla geçen elli yaşım var…

Gelecekten korkmam geçmişe sövmem,
Hatayı katlayıp dizimi dövmem.
Yağcılığı sevmem yanlışı övmem,
Sahtekâra karşı, çatık kaşım var…

Karışmam kimsenin şahsi işine,
Düşmem üç kuruşluk çıkar peşine.
Taşmam hiç bir zaman edep dışına,
Kendisiyle meşgul garip başım var…

Taşır iyi-kötü beni bedenim,
Bahta küsmek için yok bir nedenim.
Aile bağımda üç gülfidanım,
Her akşam kapımı, açan eşim var...

Ayırmaz yaşlılık şüphesiz bizi,
Yaklaşır günbegün ömrümün güzü.
Düşse de saçıma zamanın izi,
Tutan el gören göz kesen dişim var…

Ülke bütünlüğü milli mesele,
Bir taşını bile vermeyiz ele.
Bir haddini bilmez göz diksin hele,
Kutsal yurda siper çelik döşüm var…

Kusursuz sayılmaz gerçi işlerim,
Sibirya’dan gelir bazen kışlarım.
Hazzı sahiplenir hüznü dışlarım,
Gri feleğe inat pembe düşüm var…

Ne yazık, boş yere şerre batana,
Helâl lokmasına haram katana.
Mazlumu sevene hakkı tutana,
Muhabbet taşıyan gönül kuşum var…

Nasihat kâr etmez nefsi taşkına,
Neyi versen yetmez mala düşküne.
Yunus usta yontmuş Allah aşkına,
Sevgi-saygı adlı temel taşım var…

Veli BOSTANCI (20 Ağustos 2007)