SILA HASRETİ
Uzun yıllar sonra vardım köyüme
Kerpiçten yapılı evimde kaldım iyi ki varmışım döndüm özüme Piri fanilerin duasın aldım. Eski dostlar ile oturduk meşk’e Göçüp gidenler de olsaydı keske Gönüller bir olup gelince aşk’a Paslanan yüreğin cılasın aldım. Sabahın seheri çıktım yaylaya Uzunca yol aldım hemi de yaya Yoruldum yaslandım dingin kayaya Mis gibi toprağın kokusun aldım. Bir ulu çınarın yanına vardım Azığı çıkarıp ortaya serdim İsotu soğanı pek de severdim Yiyip de bir güzel devasın aldım. Bir an çocuk oldum bir bağa geçtim Soğuk sularını gözeden içtim Eriği kaysıyı kirazı seçtim Uzanıp dalından meyvasın aldım. Dinledim bülbülün gül’e nağmesin Keyfim pek yerinde kimse değmesin Mazlumlar zalime boyun eğmesin Bir garip ozanın sedasın aldım. Gönül arzu etmez gayri dönmeyi Isterim ekmeği dostla bölmeyi Mevlam nasıp etsin burda ölmeyi Yeter gurbet elin cefasın aldım Mehmet Nalbant |
Uzunca yol aldım hemi de yaya
Yoruldum yaslandım dingin kayaya
Mis gibi toprağın kokusun aldım.
Bekledim bekledim yine gelmedin
Gözümdeki yaşı sende silmedin
Sılanı görünce bizi bilmedin
Toprağın başkadır sefasın aldın.
Mehmet hocam bir dörtlük de benden olsun biraz uyumsuz oldu ama :( kutlarım sıla özleminin son bulduğu yer işte burası tebrikler.