Üç İhtiyarÜç ihtiyar oturmuş bir çeşmenin başında Selam verdim oturdum kulak verdim sohbete İkisi hayli geçkin biri normal yaşında Doğrusu doyulmuyor böylesi muhabbete İçlerinden birisi ’ yahu bu ne iş dedi Ellisinde her türden derde giriftar oldum En fazla yetmiş derken yaş oldu seksen yedi Hep çalıştım didindim yeni emektar oldum’’ Genç kalmanın sırrını anlattı en dinç olan Dünyevi hırslar ile kendini sınamamış Sâdık dostları varmış, dedi; ’’ gerisi yalan ’’ Hem okumuş hem yazmış bu yüzden bunamamış Üçüncü ihtiyarın bayıldım sözlerine Elli yaşına kadar yaşlılarla konuşmuş Tecrübeler edinmiş bakınca izlerine Her attığı adımda hep onlara danışmış Ellisinden sonrası gençlerle dostluk kurmuş Bakmış ki ihtiyarlar türlü hastalık söyler ’Yeter bu kadar’ deyip; hemen rotayı kırmış Gönlü yaşlanmayanlar ihtiyarlığı neyler İzin isteyip kalktım üç çınarın yanından Anladım ki en güzel gençlik ihtiyarlıkmış Nice dersler alınır ömrün her bir anından Onlar ile dost olmak büyük bahtiyarlıkmış Şair ağam ne dersin elde mi kocamamak Ne güzel yer içerdin hayır kalmadı dişte Heder ettin yılları mümkün mü acımamak Yokuş bitti, düz bitti, şimdi sıra inişte.. Değerli seçki kurulunun günün şiirine layık gördüğü şiirimi bu anlamlı günde tüm öğretmenlerimize armağan ediyorum. Onlar olmasaydı duygularımı yazıya dökemezdim. 24 kasım Öğretmenler günü kutlu olsun. Mehmet NALBANT |
çabuk geçin seneler çabuk ihtiyarlamak istiyorum.
ne ana ne güne ne yıllara söz geçiyor.
ben yine de geçmiş zamanlardan bir ibret alamıyorum.
viran düşmüş saraylardan, mezarlıklardaki koca çınarlardan
bir yol kenarında bir çeşmede akan suyun
durmadan dillendirdiği...
geri gelmem geri gelmem demesine kulak tıkıyorum...
rabbim akıbetimizi hayreylesin ağam.
selam ve dua ile.