FeroskopŞiirin hikayesini görmek için tıklayın merhaba şiir dostum,
bu şiiri oluştururken, akla gelen olguların, fikirlerin ortaya çıkardığı bütünsellikten hareketle, yaşamın içindeki çelişkileri arayan, onları bir şekilde bir güçle kullanarak bulup, irdelemek, sorgulamak, güncellerin çatışmalarını böylelikle verebilmek, kolay şeyler değildi elbette. ancak ’tüm bunları nasıl yapıyoruz’, diye düşünürken, bir şekilde ışığı kullanıp aydınlatmak, bir şekilde aygıtlar kullanarak araştırıp, irdelemek için gereken bir nesne yaratmak zorundaydım. ışığı, gözlerdeki canlılığı ’fer’ olarak yorumlardım şiirlerimde hep, bunu kullanan bir aygıt olarak mikroskop benzeri bir aygıt (mercek benzeri ’scope’) gerekliydi öte yandan; fer-oskop; bir yandan da tüm bunlara yolaçan bir etkin madde de vardı işin içinde; ’feromon’.. yani, "aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal madde. Yunanca kökenli olan sözcük "hormon taşıyan" anlamına gelmektedir." neredeyse hücrelerimize kadar işleyen mekanizmaların, sosyal ilişkilerimizde etkin iyi/kötü dürtüler oluşturduğuna işaret eden maddeler, canlı birimler. bu açıdan, sanki yaşamı etkileyen kökenleri araştıran bir aygıt gibidir feroskop; nedenleri sorgulayan bir somut aygıt, her ne kadar gerekçeler soyutluklardan müteşekkil ise de... başlığı ile kendi başına bir dünyanın içine atıyorum belki de şiiri, ardından gelen öbekler ve içerdiği dizelerin, neler dediği artık önemini yitiriverecekti sanki böylece. ancak tümü, bir bütün idi. ben de şiiri yazmadan önce, ’google’ araması yapmıştım, herhangi bir kaza, ters anlaşılmaya meydan vermemesi için. ancak, böyle bir aygıt, henüz icad edilmemişti. sadece ’ferroskop’ diye bir başlık geldi arama yanıtına.. sanırım, veterinerlerin kullandığı bir demir bulucu aygıtmış.. diğer taraftan, böyle bir sözcüğü dikkatli okurların hemen araştıracağını da tahmin ediyorum, elbette bulunmayacağını biliyordum, böylece, şiir kendi adıyla bir imge yaratmaya girişmiş olacaktı. tabii ki mevcut sözcük köklerini kullanarak bir karışım, yeni bir bileşik ile. şiirde eğer derinliği sağlayabilirse, amacını gerçekleştirmiş olacaktır başlığı ve kalanı ile, bu sunum. okuduğunuz ve araştırdığınız için çok teşekkürler.. selamla..
kara bulut olmuş acuna, kışım
-zühreyi silmişim; akşamı, zâhir dedesini bile şimalin; kutup, ağlar; çiğ, düşer; -tâhir, perişân! ’yıldız’ demişim, ayı resmine; -kuşağı, ibrişim; yaması, yaldız şira, ni’re; bilen, arap! -şeri, kire dolar; paklat! dağı, toz; külü, taş; putu, can; derya deniz salıp içime; -racon kesmişim! -çok ayıp! ne kadarı pişman, yüreğin? nerede mâvi çanak, şişman bulut? gün yüzünü pir özler, keş adam çare, zor; tâlih çizer sözünü ne zaman tele vursa, sazını; -canı durmaz hiç; -nem kapar! dünya serhoş, döner taş; geri kalmaz felek, işler işini; filân, fişmekân değil mi hep? -şiş, kebap; zaman aşımı diş geçer mi hiç, canlı kula? -paşa gönlü bilir! 02.09.2010 - 18.09.2010 |
tebrikler üstada......halilşakir