RuhaniBil bakalım, kare mi? Hâre mi yoksa, alev gibi? Vursa kafan, ne çare Kefen giyer mi ruh? ’Yürek’ der ala kitap - acep n’ola? Melek m’ola belki, mübarek Yahut günah işler - bala börek Pabucu terso, şeytana yuh! Gâh ağlar cahil cühela - gâhi güler gâfil güruh Bağrı kof ademin silahı, küf İşler alengir - dolunay şuh Terazi bozuyor, tüh! Ha allı türbe - ha yeşil türbe Ne derse desin şeyh Cana zikir, ruha fikir Kalbe sulh buyurdu şah. 25 Ruhay 2020 |
Bu kurguyu, sunumdan algıladığınız üzere, bilmece ve sorgulama taktiğini kullanan dizelerle ortaya çıkardım. Bu şekilde, okurla karşılıklı paslaşan, onu da söz oyunlarına ve muhtemelen de şiirden çıkarabileceği mesajına dahil eden bir yaklaşımı tasarladım.
Çünkü tema, oldukça çetrefil olan ve girift doktrinlerine açıklanabilen bir kavramı işlemektedir. Bu nedenle, deruni bakışlı bir şiirin, kısmen kapalı, kısmen de anlamsız şiir kalıbına iliştirilmesi kaçınılmaz olabilirdi.
Ancak şiir, böylesi zor konulara el atmaktan, onları çözüp okuruna söz oyunlarını kullanarak vermekten yine de geri duramazdı.
Değerli yorumunuz, beni oldukça etkiledi, derin düşündürdü, algılatmanın sınırlarını ve zorluğunu gözden geçirilmesi gerektiğini gösterdi.
Çok teşekkürler sanata katkınız için, selamla.