GÜNEŞİ KİMLER BEKLER
Ölgün düşlerimize
Bir damla güneş Hoyrat bir çağlayan Avuçlarımızda Bir alev güneş sızar Karanlıklar içinden Hüzün ağları serpilir Omuzlarımıza Bir ‘ney’in çığlığında oynayan Yıldız Gamzene düşen akşam güneşinde Seni anlatır Seni tanımayan çocuklar büyüdü Kollarımda Düşlerinden içirdim birer bardak Yokluğunda göbeklerini kestim Seni verdiler bana -Kundaksız çocuklar seni anlatır- Orada çıplak bir bebek düşer Kucağıma Islak göbeğinden Senin kokunu duyarım Renkli isimler uçuşur gözlerimde Söğüt yaprakları sererim Her ismin ayak ucuna -İsimsiz çocuklar sessiz öpüşlerde seni anlatır- Başucumuzda Sevgisiz sevişmeler oynaşır Beyaz çarşaf sererim üzerlerine Bir bebek bilgeliğine sarılır düşlerim -Bir mevsim öğle sonrası yağmuru seni anlatır- Zamana halkalı uykular Zil sesleri alır götürür seni Yüreğini düşüme katıp Beklerim sabahı Pencerende yanıp sönen ışık Kül rengi karanlığa Yakamoz kuşağı katar Uzanır kumsalda dalga sesine Susmanın ağır sancısı -Sahili yıkayan dalga sesi seni anlatır- Güneş Altımızdan Beyaz çarşafı çekmeye hazırlanır Tut gözlerimi düşlerinle -Kutsanmış us atımları bizi anlatır- Son kez dudaklarını öper gözlerim Yüzüme bir avuç güneş serpmeden Okyanus gözlerine Işık ağları sererim. erdorumacaroğlu |