GÜNE-EŞ
gözleri maviye bakan
elleri ince ah o serencam bir aydınlık gölge düşer ardıma sır değil apaçık ortada gülücüklerim sade bir sabun kokusu limon kolonyası ve duman tütünü getir bana bu parmaklar etten sözden aşermiş bir erkek gördüm düşümde bıyıklarını buran bir kadın parmağı tetikte bir bebek gizlice sanki çoğalıverdik erkekte kadında bebekte cömert bir tebessüm düşer yüreğime cömert bir koku sakın bir şey verme bana vaat etme şuramda ince bir yol sana akar sen ört bana çıkan tüm kapıları umutlanma acıya sevince çenesi dağıtılmış bir erkek yatar kolumda kim bilir kaçıncı kez ayakları sürütülerek getirilen liseli bir çocuk tırnaklarına kan oturmuş bir adam ve her yanımdan akan can acıları sadece renkli odaları aydınlatmıyor elektrik et kokuları ve karanlık dinamo kolu birbirine bağlanmış kurdele teller kastanyet çeneler sen kırmızıyı seversin ben de hele bir de öpmeyi erdorumacaroğlu resim:eflatunacaroğlu |
Bu sayfada şiir bulmadan çıkmak zor.
Kutlarım.