lal oğlan
mesuttu bahtiyar
kucağında dünya güzeli oğul, baldan tatlı ekmekten aziz.. naifliğine inat demir koydular adını. güç onda kuvvet onda olsun istediler.. kısa zamanda bozuldu büyü bahtiyara hüzün düştü. demirin anası takılıp bir kuşun kanadına bir başka bahara uçtu.. yine de yardı umutlar demirin gülüşü aydınlattı her düşü. ve bir gün duyuramayınca sesini ebesi, demir oğlana dedi: ’lal oğlan’ ’oğlan lal...’ yıkıldı başına dünyası bahtiyarın demek laldi ha.. lal.. bu neyin cezasıydı hangi yaralı yüreğin ahıydı sordu soruşturdu dualar etti adaklar adadı.. utandı sıkıldı lal oğlandan.. görsünler istemedi bilsinler istemedi. bir renk uydurup gerçeğe kapadı oğlunu bahçedeki tek camlı mereğe yan bahçedeki kuzucuklar oldu lal oğlana dünya lal oğlana umut lal oğlana dal neydi bahtiyarı utandıran lal oğlanın duymaması mı konuşmaması mı soran bakışları mı parmak uçlarında resimlenen türküler mi... mutsuzluk aşınca dağları perdesini çekti güneşin, bahtiyar,lal oğluna. karanlıkta kaldı lal oğlan. 11/09/2010 Ödemiş |