Annem-Anneme- “sular yurduydu annem toprak rüzgarlar kara bulutlar haritasında bir nurdu annem...” yaz sıcağı yaz kucağı tıfık köz tandır... ömrün yanmış ömrün tükenmiş ömürsüz gün görmemiş günsüz annem.. akşam ahırda gündüz yalın ayak elde çapa tarlada gül yüzüyle şefkatle filiz verir yaşama yaşam dalların kırar dikenler içinde dul kalır annem ciğeri yanmış ciğeri beş para etmezlerin dünyasında kendine deprem kendine göçük kendine ağıt kendine dert biçer dert içer annem.. köstebek yuvası tabanı toprak tavanı çürük kereste kapısız penceresiz haneler ortasında hanesi çaresiz kerpiçten duvarlar kerpiçten duygular kerpiçten umutlar kerpiçten ağır günler ne acılarla doğurmuş emzirmiş büyütmüş yaşam bir canavar tekne yalnız kendini yoğurmuş. el açık alın açık çıplakları giydirmiş çıplakken açları doyurmuş açken on çocuk içinde kimsesiz bir çocuk yalnız kendini kendiyle büyütmüş yalnız kendi omuzlarında koca bir yükmüş annem. teriyle canıyla kanıyla pırıl pırıl örtülerle örtülmüş tertemiz duygularla yüzlenmiş bembeyaz mutluluklara adanmış çocukluğumun kaldırılıp saklandığı yüklükmüş annem.. “sular yurdunda annem toprak rüzgârlar çocukluğumun hudutlarında cennete bir tel örgü Aannem...” Abdulrızak Kılıç |