DOĞAL AFETLERE DAVETİYE(Şuursuz Müslüman’a 'haç' mübarek olsun)Şerefeydi, Arifeydi derken bayram Duygular belden aşağı nefislerde bayram Birazcık ramazan muhasebesi yapsam Sisteme siyasal güç mübarek olsun Geldi gider ramazan, arkası bayram Kaç garip giydirdik kaçın yedirdik Oruç tutan tutmayan hep bir olduk Tokun bayramına aç mübarek olsun Ya villa, ya dört artı bir, ya da yalı Araba tamam, evlerimiz döşeli Hani nerde Muhammedilik ahvali Haram mala kızgın saç mübarek olsun Ne İsa da ne Musa da, mal melal vardı Muhammed’in Fedek’i, birde gülü vardı Ümmeti Muhammed’e bilmem ne oldu Mal toplama yarışında suç mübarek olsun Bayram gelir sevinen karışır sevinene Öksüzüz yetimler bilmem kime güvene Kardeşiz diyenler göz dikmiş kardeş avına Şuursuz Müslüman’a haç mübarek olsun Doğaya titrer Yeşili koruruz, neden niye Buzullar eriyip mevsim değişmesin diye Hür dünyada insanlar zulmün kölesiyse İnsan haklarına zulümlü taç mübarek olsun Yarsuadım hak haklıya mukaddes haktı Hani komşusu açken tok olmak yoktu Fakirin ahtı ile ‘doğal afetlere’ davetiye çıktı Doğal dengesizliğe göç mübarek olsun |
"Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedi kalacakları Naim cennetleri vardır. Allah bu konuda gerçek bir vaadde bulunmuştur. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Lokman, 8-9)
Bir Kıssa Bir Hisse
Ebu Derda (r.a.) bir gün yoldan geçerken halkın günahkar bir kimseye sövüp küfrettiklerini işitti. Onlara, "Eğer siz bu adamın bir kuyuya düştüğünü görseydiniz, onu kurtarmaya çalışmayacak mıydınız?" dedi.
"Çalışacaktık" dediler.
Ebu Derda:
"Öyle ise kardeşinize söveceğinize, sizi onun durumuna düşmekten koruyan Allah'a hamdedin."
Halktan birisi ise Ebu Derda'ya, "Demek sen ona buğzetmiyorsun?" dedi.
Ebu Derda:
"Ben ona değil, onun ameline buğzediyorum. O, amelini bıraktığı zaman benim kardeşimdir."