Maykıl işler kesat artık ben dürüm yemiyorum
Maykıl diyordum gözlerime bir baksana
gömleği ters giydirilmiş acılı çocuğum ben hiç elime almamışım gökyüzünü bulutları sevememişim hiç ağlamamışım kalabalıkta gülememişim çıkmaz sokaklarında şehrin Maykıl sen Zülfü’nün Çayevi’ne yeni geldin bilmezsin içinden saraylar geçen düşleri gülüşlerin yoktur senin kimsesizler pazarında şairlerlede işin olmaz boşyere uğraşma Maykıl sen demli çay içmezsin gülüm ben,Kasacı Fahri,Hayrettin içeriz beni şehir stadyumunda arama yokum geç kalışlarım çok olur hem fiyaskolu maçlarda Maykıl sen hiç aşık olmadın biliyorum söylemesende oysa aşk hiç öyle kolay bir şey değil Feneryolu tren istasyonunda bir başına sen kalmadın buğulu camlar ardında ağlamadın sessiz senin Eşter Malikov adında bir ustanda olmadı Canciğer Barut,Veli gibi kankaların 16 yaşında Maykıl git başımdan kederliyim bugün beni arama masamda çayım soğudu ilk defa içmedim döktüm otobüs molalarında canım sıkılır benim sen çok seversin boynu büküğüm ben bilmezsin şarkısız Arnavut kaldırımlı sokaklarda,sonbaharlarda Maykıl bu iş böyle gitmez gülüm Musa Kazım Dayı’ya sorarsan sen iyisi mi dönerci,dürümcü işlerini bırak ne işin vardı kalktın Beşiktaş’tan buraya geldin sonunda senden kıllandı Şoför Nebahat Abla Maykıl işler kesat koçum artık ben dürüm yemiyorum Cengiz’de hakeza Çemberlitaş’ta gittiğin korku filimlerini bize anlatma ballandıra ballandıra Zülfü ve çırağı haz etmemiş bu durumdan haberin olsun gereksiz sohbetlerinde öğlen on iki buçukta kahveyi rahatsız etme n’olursun Maykıl yinede dostumsun hep öyle kalacaksın işine bak aldırma Zülfü’nün yerinde dönen plaklara bakma adını koymuşlar senin Dertli Dolap bu dünya insanları malesef böyle sen kafanı takma Galatada Hazarfenler’e selamımı söyle Harun Abi dedi bu iş olmuyor artık böyle iyi bak kendine güle güle ama çıkmadan şurdan soğuk bir şeyler iç benden hafta sonları gel Pazarları görüşürüz çüz Maykıl çüz. faruk tabak |