kursağımda acılarla yüzüm e yılların dilencileri kuruldu
işte sabah oldu,sabah oldu
kursağımda acılarla yüzüme dilenci elleri vurdu yüzyıllık açlığı kulağımı sağır etti balıkçı ağlarına takıldım şafak sökerken çocuk şarkılarına uyandım saat 5’te erken evlendirilmiş çocuklar erken yaşlanırken duvarlara van gogh tabloları aradım eski antika çerçevelere resmimizi yokluğumu ulu bir çınar gibi özledim ıhlamur kokmayan saat 5.30’ları banklarda yatan bir başına yalnızları yaban kazlarını özledim yeşil bereli kartal bakışlı heybetli avluda tütün sarışlarını özledim sakolarını cakalarını fiyakalarını at arabalarını yok çaresiz güzelliğin darma duman olacak kabristan tüm bilgeliğimiz orda saklı alışamayacağız bir türlü bizi tutan bu kalabalık yorgunluğa durgun kimsesizliğimiz yol boyunca takılacak dev cüssemize hissemize hisseli harikalar kumpanyası kampanyası bitmiş insan manzaraları italyan otel’i tarihime tanıkken 20’li yaşlarımda kaşlarımdan süzülen eminönü kuşları dolacak mısır çarşısı hüznümle sultanahmet’te uzanacağım boylu boyunca turistler otellerine götürecekler beni güleceğim onlarla onlar anlamayacak sebebimi ne de çok isimsiz kahramanlar alnımda çiçeklerle mutluyum der gibi kaçamak telaşım tıraşımda enselenmiş daha çok şeyler söylemek geçsede köşeyi dönerken şehrin ilk ışıklarında sahipsiz ölüler gülümsüyorlar bana yakın anlamı var havada yıkın duvarları tarihin gözlerinde çözümsüz duruyor şimdi ağaçları leyleksiz kaldırım taşları bir düzine korku ve seramik kendi boyutuna hasret peki neden bu gereksiz çalımlar koşarken üstüme kanatları açları doyururken yutarken zehir kalabalığı atarken karşı kıyıda umursmazcasına sigarasını yakan kadın aslında yakmış tüm yaşlılığını hayatının son kerteye varmadan usanmış uslanmış görünmüyor yıllar gözümde tüterken acılar üniversitede okuyor oğlu ve iki kızı var oğlu bu sene profesör olmuş bir kızı doçentliğe hazırlanıyor dğeri asistan olmuş sırada dekan olma sonra rektör olma hayali var var şu dünyada daha ne kadar hayata çelimsiz insanlar yollar uzayıp giderken kalbimiz tüm bu sevinçlere mutluluğa aykırı gelirken çocuk resimleri dolu bir deftere şiirler yazarken saat sabahın 6:30’unda bayide gazete bulamazken bari kedilere süt alayım o vardır evde herkes mışıl mışıl uyurken yola çıktı kafile nafile artık abbas yolcu hoşçakal dalgakıranla birlikte dalgaları sayarken hoşçakal abbas dostça kal ozan,2010 eylül |