Şahidlik
Şehadet bir ıssızlıkta doğdu odama.
’Ben’ ölü, ruhum şehadet dolu. Semadan sağnak halinde inmektedir şahidler. Elimde tuttuğum ’öz’ eskimez şahidim dir. Şehadet Meryem gibi inzivaya çekilmekse.. Teslimiyetim Meryem gibi, Meryem bana şahid. Şehadet Musa nın Rabbi ile konuşmasıysa, İcabetim Musa gibi, Musa bana şahid. Hücrelerimde O’nu buldum. O’nu bulmak ne güzel şehadet. Bakmayın yalnızlığıma Şahidim her şeye... Herşey benliğimde işlenmiş nakıştır adeta. Yola çıkmanın değil, Emin adımlarla ilerlemektir şahidlik. Bu nedenle Peygamber Rabbine, Rabbi O’na her an şahid. Ben de şahidim Rabbime ve çizgisine. Yüreğim vuslat arzusuyla dolu O’nun aşkı ile O’na. Sevgim hep O’nun için, O’na şahid. O’da bana, gönlümdeki sese şahid. Çağlayanlar gibi sırılsıklam haykırışlarım. Ya Hayy, Ya Kayyüm, Ya Şahid.. Haykırışlarım O’na şahid. O şahdamarımdan da yakın bana şahid. Yusuf misali, ayaklarım titrek, Yüreğim ürkek bir ceylan gibi. O’na gitmekteyim elimdeki ışık ile Yusuf yola, yol bana şahid. Yüzlere çizgi çizgi şehidliği çiziyorum. Ummanlar kadar büyük sevdamı anlasınlar diye.. Çizgiler yüzlere, yüzler sevgime şahid. Dağların doruklarından engin mi engin, Keşifler alemine dalışım, Yakaladığım ayetler bana şahid Ben ayetlere tek tek şahid. Her ayetin ucundan tutuşturulmuş gülleri, Gönderiyorum susamış tüm canlara, Kokusu sarsın tüm dünyaya diye. Güller canlara şahid. Canlar gerçek dirilişe şahid. Artık Hayatımı adadım O’na O gün ben O’na şahid, O bana şahid... |