saklı tebessüm* tenefüse çıkartıyorum ruhumu...sende s/olduğum...varlığın gömsün beni...* zamana aldandığımdandır hala gülümsemem, gidenlerden ömre eklerim elde ne kalır bilmem sevsem bir başka sevmesem ihanet gönle söz geçmemiş bir kez neylesin hanem duvarlarını sarıya boyarım aşkın ellerim kan kızılı... umudun gününü değiştirdi durdu takvimler dilimde hep yarım kalmış senli türküler uykular dar boğaz acı düğümlenir durur boğazımda ihanet denilen ince sızı gözlerine bakmaya korkar oldum çelişkilerin ya derin bir okyanus oluveriyor ya da mihrap... acıyor içim her çekişte ey had ne mecalim kaldı senli sevişmelere ne de içerimde bir başka sancı bıraktım yüreği asumana bak şimdi geriye ne aşk kaldı ne ince sızı...
|
...
yüzün ne kadar kayıp
sen diye bir yer yok
sokaklarında öfkenin profili çizilmiş
"O" diye bir yer var
semanın ötesi size dar
aşk
başıboş bıraktığın gölgenin
güneşinde yaşar
sinkaflı sözleri
kazaya bıraktığın her gece
bir ihanet çekip alır ruhunu
günahların harlara düştükçe
dudakların onunla yanar
yüreğinin buzullarını eriten
aşk
saklı tebessümünde bir maviyi öldürmekte...
...önce gülümseme vardı, sonra aşk...ben yanılabilirim belki, ama tarih asla...önce gülümseme vardı, sonra aşk...
sevgi ile...