P E R İ Ş A N
Batı batı diye, bir yola düştük,
Yokuşum perişan, düzüm perişan. Ağustos ta donduk, kış günü piştik, Baharım perişan, güzüm perişan. Sanki şu batı da insanlık var da, Hangi günüm zarar, hangisi kârda, Ar-Namus itilmiş, durur kenarda Oğulum perişan, kızım perişan. Acımız derindir, ızdırap kat kat Bu özenti bize oldu bir san’at Anasın, babasın tanımaz evlât, Tahilim perişan, yazım perişan. Bozuldu tarhanam, bozuldu aşım, Selâmın bir garip verir kardaşım, Bu hali görüce çatılır kaşım Kirpiğim perişan, gözüm perişan. Hikmetî ’ de der ki, kendime yetsem Kim alır bu derdi, kimlere satsam Kimi, kimden, kime şikayet etsem, İfadem perişan, sözüm perişan. Hikmet Elitaş |
kadı da yok ortalıkta...
Ama şiir var şiirler içinde,
"Tahilim perişan, yazım perişan."
bu bir talih değil, uyuşukluğun neticesi.. yıllardır, yüzyıllardır uyutulmuş, kullanılmışız.. hala daha öyle...
Şiir neler neler, ne mesajlar veriyor bana ama, söyleyemiyorum.. belki zamanı değil..
KUTLARIM...