Sevda Ağlamaz
Bu gidiş olmadı...
Hani, bahar gelecekti, Kurak Beylerbeyi yeşerip huzura doyacak, Bülbüller sükun edip Diller lal olacaktı. Leylaklar açık mora boyarken Küplüce’yi Ezan sesleri sıyıracaktı hırçın denizimizi. Sokakta koşuşan çocukların çığlıkları Tırmalarken kulağımızı Sessizliğe hasret bırakacaktı Doyumsuz Pazar’ları... Bu bitiş yakışmadı... Hani, kar beyazı tüller alacak Hani, mavi bayramlar yaşayacaktık. Balkonun da muhabbet ederken akşamları Vuslata kavuşmanın sevincine mazhar olacak. Bağlarbaşı’nın yoğun çam kokusunu ala ala Huzur semti Üsküdar’a ulaşacaktık... Bu yitiş olmadı... Hani, Çengelköy’ün aşı boyalı evlerinde Tarihine bulanıp Aşkı soluyacaktık. İki nefes olup bir cana dönüşürken Barış Manço vapurunun Susam kokulu güvertesinde Martıları unutmayacaktık... Bu soluş yakışmadı... Hani, Beykoz’a dokunacaktık! Dantel dantel örülü koyların koynunda Pul pul dökülürken eteklerin Hüzünlü bakışlara dalacak, Balık ağlarına sığınarak, Ahşap kayıkhaneler boyu ağlayacaktık... Ölüm sana yaraşmadı. Sen gittin ya İstanbul ağladı... |