El açtım, umut bağlayıp ağladım!Bilmem ki ne söylesem... İçimi döküp, sinemin hicranını serdetsem, lütuf kapısının ülfetine erişsem Ne kadar terennüm ettiğim keder ve hüzün var ise, içselliğimde eritsem gülsem Ruhumun yetisinde, kalbimin ikliminde, nefsimin tezkiyesinde bir yol kat edip göçsem Belki bilmeden, nedenleri nefeslenmeden İradeyi maslahatın ehemmiyetine müdrik olmadan, sıradan hali yoklamadan gittiysem Tahkike erişmeden, sebebi hikmetini öğrenmeden, sefil bir canı alem iken ve nefsimden Aklıma geldiği gibi ikame ederken, müddeti nefesi önemsemezken cahilliğin dilinden Ne sevmeyi hakkıyla öğrendim Ne gönül vermenim ulviyetinde bir yol keşfettim, ne derleri önemsedim, hiç bilmedim Ruhumun dirliğinden habersiz, kalbimin akleden sezgisinden çok nasipsiz bir nefestim Bazen camilere giderdim, garip garip nazar ederdim,ne kadar kendimleydim bilmedim Muhtaç olmamak için diyordum Ve fakat nasılsa bizzat kalbimin yegane sahibi olan Rabbime muhtaçluığımı unutuyordum Görmüyordum, kitabı celilin manasına erişemiyordum ve bir sünnet diyor geçiyordum Gülün naifliğine, lalenin hasrettiği sessizliğin içinde gizlediği muhabbeti duymuyordum Ne yapıyordum ve nasıl yaşıyordum Ümmeti muhabbetin içine düştüğü tefrikanın, cihandaki talanınsebebini anlayamıyordum Hep kendimi suçluyordum, bahaneler sığınarak hakikatten kaçıyordum ama ne yapıyordum Ömür sayfamı, nefesimden kalanı, ruhumda nükseden hicranı, kalbi nidalarımı, ancak sana anlatıyor ve lütfettiğin huzurla ferahlıyordum ve ne kadar muhtaç olduğumu anlıyordum Mustafa CİLASUN |