Sevdayı içtim bir dikişte
Gece
Gözlerimde. Ağırdan anason kokusu doldu ciğerlerime. İçtim tüm geçmiş anıların Kalan tortularını bir dikişte. Öyle vurdu ki, Hele üç ay önceydi Belki dört. Demiştim ki papatyanın O masum yapraklarına Ne kadar canım yansada Onun için kopardım gönlümü Beyaz yapraklar içinde Seviyor sevmiyor diyerek sana. Erol Evgin İşte o an bir fırtına kopar Lakin kayalıklara doğru çeken bir emirdi Vurdu ta derinden Taş olsaydım da Duymasaydım Seni sevmiyorum diyen sözlerini. Sonra vurgun yemiş yüreğim Dedim ya üç ay Dört ay mı? Askı da kaldı. Çok tozlanmış be kardeş çok Nasıl temizlenir Şu kirlenen Sökülen yerleri Dikilir mi? Doğrulur mu ayağa. Aslında, Kaç şişe devirsem Bu kadar sarhoş olmazdım Dört ay İnsan gönlü nasıl yalpalar böyle Vurduğum her direk Diyor ki ey kardeş bu da geçer Sen şöyle kenardan geç. Duyarsız direk: Geç diyorum sana, Biraz sevseydin Acırdı o demirden kalbin İki de bir önüme dikilip Vurmazdın yüzüme Dost sandığım Ukala kalabalık. Tamam çekilmiyor artık Gece yarıladı Hey dertli anılar artık gelmeyin Zil zurna olmuş bir akıl, gönülle Daha gidecek uzun bir yol var Yanımda bir olsa Ben niye dertleri böylesine içeyim. (Ağustos 2010 İstanbul) |
sanma boşalan şişelerdir sebeb
yaşadığım yılların hesabı var masamda
meyden değil, hatıran sarhoşluğum anılarda
demek geldi içimden ...
deniz