EMEKLİYıllar nasıl geçmiş hiç anlamadım, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Aynalar söyledi, ben dinlemedim, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! On sekiz yaşında işe başladım, Bazen azarlandım; bazen haşladım, Amir bana kızdı; ben de taşladım, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Daha dün gencecik bir fidan idim, Hamarattım, dürüst, çalışkan idim, İşler yığılmazdı; pek yaman idim, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Elliye varmadan büküldü belim, Patronu görünce dolaştı dilim, Gözlerim görmüyor, tutmuyor elim, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Hiç dişim kalmadı; tek tek döküldü, Birkaç köprü vardı; hepsi söküldü, Borcun öde diyen yola döküldü, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Emekliler her gün daha perişan, Gençken biraz vardı; kalmadı ki şan, Emekli olunca verdiler nişan, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Üç beş kuruş aldık, ikramiyeymiş, ‘Yetmiyor!’ diyince dedi: ‘Niyeymiş?’ Meğer mezar yeri alsak diyeymiş, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! Harika’m bak geçmiş yaşımız bizim, Devir döndü, bitti işimiz bizim, Gözümüzden aktı yaşımız bizim, Dediler: Yaşlandın, emekli ol sen! HARİKA UFUK |
selam ve saygılar sunuyorum.