Akdeniz Caddesi (4)
Bir Sokak
bir Çığlık, bir sürü Çocuk, bir Yaygara, Koşar Konu-Komşu. "Ya Yardıma, yada Ayırmaya" diye düşünür Beyaz Gömlekli Yabancı. "- Nedır?" diye sorar Eliyle Sinekleri kovalayan Caddenin Manav’ına. "- Hırsız-Polis-Candarma Oyunu oynuyor Çocuklar Çıkmaz Sokak’ta." girmek isterim. "- Dur!" der usulca, Yolumu kesen Muhtar; "- Nereye ?" "- Barış Gönüllüsüyüm" derim. Aferin’i yerim, Sırtımı sıvar ve devamla; "- Savaş yok ki Güzelim, bırakın oynasınlar. Bir inilti duyarım; "- Biri bağırıyor ama, çağırıyor Yardıma" Cevap vermek isterim. "- Sus!" der Boğazımı-Sıkan-iki Elin, adilce tabi! Nefes alamam, sım-sıkı tutarım Bileklerini, isterim Boğazımı Ellerinden kurtarmak. Caddenin Gazete Bayii, Başını Kulübesinden uzatarak. "- Ne güzel Şeydir İnsanlık, sevişmek-sarmaş-dolaş, bak!" "- Ayıralım!" derim, yerim Kutsal Dizini Kasık arama. Çalarken Yumurtalarım acısından "Çan", çöker-bükülürüm Diz-üstü, "Hatanı anlyacağını" düşünerek-beklerim. "- Sana ne, be!" Öğütün ile yedim mi bir de Mubarek sağ Ayakkabının sivri Ucunu, Çeneme; "Mutluluktan" bayılır, Sırt-üstü yığılır-giderim. Kaldırır beni senin Dost Elin Yerden. Bunu gören, Çorap ören Nine; "- Kardeşlik Güzel Şey!" der Merdivende. İki Kafa, bir-de-Balyoz-Yumruk Tepeme... "- Dur, debelenme!" der beni tutan Bakkal. "- Kışkırtıcı karşı-koyuyor, bak!" Bir Sille, birde Tokat. "- Silahlıdır mutlak!" "- İyilik yaramaz bunlara, tek anladılkarı Dayak!" Biri tutup-öbürü vururken; Dükkanının önünde dikili duran, karışmayan Kasap, İş Önlüğünün Eteğine silerken Kanlı bir Bıçak; "- Ne Barış kaldı Akdeniz Caddesinde, ne de rahat! Bıraksalar bizi kendi-kendimize, daha iyi idare eder, getiririz Barışı bir güzel Filistin’e." |
Çıkmaz bir Sokak.
Bir Çığlık, bir sürü Çocuk, birde Yaygara,
Koşar Konu-Komşu.
"Ya Yardıma, yada Ayırmaya"
diye düşünür Beyaz Gömlekli Yabancı.
"- Nedır?" diye sorar Eliyle Sinekleri kovalayan Caddenin Manav’ına.
"- Hrsız-Polis-Candarma Oyunu oynuyor Çocuklar"
görmek isterim.
"- Dur!" der Yolumu keser Muhtar, usulca;
"- Nereye böyle?"
"- Barış Gönüllüsüyüm" derim.
Aferin’i yerim, Sırtım sıvanarak.
"- Savaş yok ki Güzelim, bırakın oynasınlar.
Bir inilti duyarım;
"- Biri bağırıyor ama, Yardım çağırıyor" Cevap vermek isterim.
"- Sus!" der-sıkar
Boğazımı Dost Elin, adilce tabi!
Nefes alamam.
Bileklerinden tutup, isterim Boğazımı kurtarmak.
Caddenin Gazete Bayii, Başını Kulübeden uzatarak.
"- Ne güzeldir Çocukluk,sevişmek Sarmaş-dolaş!"
"- Ayıralım!" derim, yerim Kutsal Dizini Kasık arama.
Çalarken Yumurtalarım acısından "Çan",
çöker-bükülür-beklerim;
"Hatanı anlyacağını"
"- Sana ne, be!" Öğütüyle
yedimmi birde Mubarek sağ Ayakkabının sivri Ucunu, Çeneme;
"Mutluluktan" bayılır, Sırt-üstü yıkılır-giderim.
Kaldırır Dost Elin.
Bunu gören, Çorap ören Nine;
"- Kardeşlik Güzel Şeydir" der Merdivende.
İki Kafa, birde Balyoz-Yumruk Tepeme...
"- Dur, debelenme!" der beni tutan Bakkal.
"- Kışkırtıcı karşı-koyuyor, bak!"
Bir Sille-birde Tokat.
"- Silahlıdır mutlak!"
"- İyilik yaramaz bunlara, tek anladığı Dayak
Biri tutup-öbürü vururken;
Dükkanının önünde dikili duran, karışmayan Kasap
siler kanlı Bıçağını İş Önlüğünün Eteğine;
"- Ne Barış kaldı Caddede ne de rahat!
Bıraksalar bizi kendi-kendimize,
daha iyi idare ederiz,
getiririz Barışı bir güzelce
Filistine."
yüreğinize sağlık güzel şiirinizi kutlarım saygılar