HAZİRAN ON ALTIEğer , gün gelir arkada bıraktıkların aklına gelirse Havada hüzünlenmiş bulutların kıpırdanışlarını seyret Eğer bir gün ıstıraplarımı dindirmek vakti belirirse Sen, sen hiç seraplarda gezme, hülyalarını terk et Mermileri andırıyor haziran geceleri bana Gözlerin, gözlerin en tatlı nameleri mırıldanıyor Bir gecenin ayazıdır sesin, biçilmez asla paha ona Her çam agacının gölgesinde tozdan ümitlerim yeşeriyor Gözlerinin kahveliğiyle boyuyorum gökleri Sana bakışlarım yastığına taktığım nazar boncuğu misali Ellerini çektiğin anda buldum ben bir dalganın incinişini Keman sesleri Nasıl vururmuş yüreğe? Nasıl ulaşırmış süzüle süzüle? Ben haziranda böyle oluyorum meleğim Haziranda Sabah ezanlarında Allah’ı anarken Ardından seni düşünüyor bu esirin olmuş Viran olmuş, yıkılmış, yorgun hayalli yüreğim Geri gelmeni arzulayan bedenim Kuş cıvıltılarınında dahi titremeyle buluşuyor Ben haziranda böyle oluyorum meleğim Haziranda Ve Ve hani o haziran resminden sonra Beni terk edişin vardı ya Hiçbir şey beni o kadar Beni o kadar ezmedi Bilmeni istedim Hiç bank üstünde yaşanan ayrılıkları Öyle kahrolarak izlememiştim ben Hiç senin yüreğine serptiğim susamları Paylaşmamıştım mavi deniz üstünde ay olan martılarla Beni terk etmenden önce Beni terkinden önce! Terk edemediğim tek günahımsın sen Sol tarafında sona varamadığım Tek mahkeme sebebimsin Yargılamaların içine gömdüğüm Kirpiklerinde süzdüğüm tek davamsın sen Bitmesini istemediğim Tek Tek davamsın sen Benim nazlı sümbülüm… Yıkılışım oluyorsun istasyonlarda Her vagon Sanki ,sana ümitsizce bağlanan duygularımı yaşatıyor Sızı oluyorsun Her akan gözyaşında Sana akan gözyaşlarımda Hani Hani bir kumsalın kenarına Denizden taştan koyarsın ya Sonra ah ulan der ve geri savurursun ya Her şeye rağmen bazılarını atmazsın ya hani Kanatsa dahi eli Sen o kıyılmayanlardansın gül güzeli… Saat haziran on altıya on beş var Haziran gecelerinde kar var Haziranda üşümek var Hayaline girme arzusu var yine Buz kesmiş yatağımda Sesini duymak var bir sigara katmanında Acı içinde sövmek var başlıyor beynimde Her masalın sonu çaresiz Ve yine sana karşı tüm sözlerim Yırtılmış elbisesinden göz kırpıyor Saat haziran on altıya on var Seni sarhoşça gökyüzünün asiliğinde Sersefil beklemek var Gaflete düşüyor haziran karı düşünce odama ellerim Odamı yoldaşım olan rüzgarın faydası dolduruyor Saçlarının kokusunu hoyratça sana yazdığım mısralarıma dağıtıyor Ahh rüzgar! Boşalt kimsesizliğimi sessizce boş yatağıma Saat haziran on altıya beş var Ellerimin kimsesizliği Daha belirgin oluyor sanki Ve tükenişim sigaranın beyazı gibi hızlanıyor Her saniyenin iç çekişinde Volkan olup patlıyor gözlerimde kahverengi gözlerin Saat haziran on altıya beş var sevdiğim Gece nemini belli etti bak Kurmuş bana endamlı bir idamlık sehpa Boynuma geçirecekler birazdan hayallerimizi Ayaklarımla basmamı isteyecekler gözlerine Ben ise Ben ise sevdiğim Çıldırışlarım gibi sessiz yumruklayacağım mezarımı Mahşerde tutmak arzusuyla sukutumun sesinde ellerini Seni önce Allah ‘a Sonra bembeyaz bulutlara emanet ediyorum Saat haziran on altı sevdiğim Ben gidiyorum Seni çok özleyeceğim Seni özleyeceğim Özleyeceğim!!! |
( ÇOK SEVDİĞİM O’ NA HİTABEN )
Eğer , gün gelir arkada bıraktıkların aklına gelirse
Havada hüzünlenmiş bulutların kıpırdanışlarını seyret
Eğer bir gün ıstıraplarımı dindirmek vakti belirirse
Sen, sen hiç seraplarda gezme, hülyalarını terk et
Mermileri andırıyor haziran geceleri bana
Gözlerin, gözlerin en tatlı nameleri mırıldanıyor
Bir gecenin ayazıdır sesin, biçilmez asla paha ona
Her çam agacının gölgesinde tozdan ümitlerim yeşeriyor
Gözlerinin kahveliğiyle boyuyorum gökleri
Sana bakışlarım yastığına taktığım nazar boncuğu misali
Ellerini çektiğin anda buldum ben bir dalganın incinişini
Keman sesleri
Nasıl vururmuş yüreğe?
Nasıl ulaşırmış süzüle süzüle?
Ben haziranda böyle oluyorum meleğim
Haziranda
Sabah ezanlarında Allah’ı anarken
Ardından seni düşünüyor bu esirin olmuş
Viran olmuş, yıkılmış, yorgun hayalli yüreğim
Geri gelmeni arzulayan bedenim
Kuş cıvıltılarınında dahi titremeyle buluşuyor
Ben haziranda böyle oluyorum meleğim
Haziranda
Ve
Ve hani o haziran resminden sonra
Beni terk edişin vardı ya
Hiçbir şey beni o kadar
Beni o kadar ezmedi
Bilmeni istedim
Hiç bank üstünde yaşanan ayrılıkları
Öyle kahrolarak izlememiştim ben
Hiç senin yüreğine serptiğim susamları
Paylaşmamıştım mavi deniz üstünde ay olan martılarla
Beni terk etmenden önce
Beni terkinden önce!
Terk edemediğim tek günahımsın sen
Sol tarafında sona varamadığım
Tek mahkeme sebebimsin
Yargılamaların içine gömdüğüm
Kirpiklerinde süzdüğüm tek davamsın sen
Bitmesini istemediğim
Tek
Tek davamsın sen
Benim nazlı sümbülüm…
Yıkılışım oluyorsun istasyonlarda
Her vagon
Sanki ,sana ümitsizce bağlanan duygularımı yaşatıyor
Sızı oluyorsun
Her akan gözyaşında
Sana akan gözyaşlarımda
Hani
Hani bir kumsalın kenarına
Denizden taştan koyarsın ya
Sonra ah ulan der ve geri savurursun ya
Her şeye rağmen bazılarını atmazsın ya hani
Kanatsa dahi eli
Sen o kıyılmayanlardansın gül güzeli…
Saat haziran on altıya on beş var
Haziran gecelerinde kar var
Haziranda üşümek var
Hayaline girme arzusu var yine
Buz kesmiş yatağımda
Sesini duymak var bir sigara katmanında
Acı içinde sövmek var başlıyor beynimde
Her masalın sonu çaresiz
Ve yine sana karşı tüm sözlerim
Yırtılmış elbisesinden göz kırpıyor
Saat haziran on altıya on var
Seni sarhoşça gökyüzünün asiliğinde
Sersefil beklemek var
Gaflete düşüyor haziran karı düşünce odama ellerim
Odamı yoldaşım olan rüzgarın faydası dolduruyor
Saçlarının kokusunu hoyratça sana yazdığım mısralarıma dağıtıyor
Ahh rüzgar!
Boşalt kimsesizliğimi sessizce boş yatağıma
Saat haziran on altıya beş var
Ellerimin kimsesizliği
Daha belirgin oluyor sanki
Ve tükenişim sigaranın beyazı gibi hızlanıyor
Her saniyenin iç çekişinde
Volkan olup patlıyor gözlerimde kahverengi gözlerin
Saat haziran on altıya beş var sevdiğim
Gece nemini belli etti bak
Kurmuş bana endamlı bir idamlık sehpa
Boynuma geçirecekler birazdan hayallerimizi
Ayaklarımla basmamı isteyecekler gözlerine
Ben ise
Ben ise sevdiğim
Çıldırışlarım gibi sessiz yumruklayacağım mezarımı
Mahşerde tutmak arzusuyla sukutumun sesinde ellerini
Seni önce Allah ‘a
Sonra bembeyaz bulutlara emanet ediyorum
Saat haziran on altı sevdiğim
Ben gidiyorum
Seni çok özleyeceğim
Seni özleyeceğim
Özleyeceğim!!!
yüreğinize sağlık güzel şiirinizi kutlarım saygılar