Eylül
eylül’de ağlamak zor
ne ağıt yakar istanbul ne matem tutar üç koca boşamış talatpaşalı bir dul arar kaybettiği bestesini külhanbeyi çağından kalan bir senfoni eşkalim haşarı seferlerde mutsuz düşülür kütükten bu aykırı melankoli sonsuz dehlizlerde arınır imanım ağlatır tebessümlerimi alemlerde aldatıldığım kahkahalar ölüme eylül kala vuslatım sonbaharını sensiz bir yaprak düşünce yağar eylül’de kalmak zor gidenler hep eylül’de topuklar iğreti fermanların kuramsal hükümlerinde kalemimi küçük bir çocuk kırar eylül’de yaşamak zor bunu en iyi eylül’de ölenler anlar gövdesine sarılınca eylül’de bu şehrin gençliğimi sergiler izbe panayırlar eylül’de satılmak zor bunu ancak eylül’de anlarlar .................................. |