Gitme
Uyanıyorum
uçuruma düşmesiyle ellerimin gözlerimi avuşturuyorum sonra, gözlerimi daha uyanamamanın ağırlığı asılı cüssemde... Ellerimle yağmur sonrası buğulanmış pencereleri siliyorum. ki, hala sen kokuyor yorgunluğum Sonra; yüzümü düşürüyorum suyun serinliğine ve belirdiği anda yokluğun soluğu ormanın derinliklerinde alıyorum Meğer kalbin, ne kadar da gitmeye yatkınmış öyle Soluğum kesiliyor rayların uzunluğundan Ve şimdi; bütün yolcular, sen gibi kokuyor korkuyorum doğrusu dokunmaya... Rüzgar parmaklarımın arasında ıslık çalarken. el sallayamadım, gitme diye çünkü saat yedi onbeşi çoktan geçmişti Malazgirt’li |
ÇOK GÜZEL
T E B R İ K L E R