Radyodiağnostik Vuslatın Telindesin
hayrettin taylan
İçimdeki metruk metropolde sen yoksun içinde “için” olan ferah kentin maşukuyum tozlu yollarında huylu anların ateşi yakar beni gecelerin uzun kutup ile unutup arasındayım sanki imkansızın sızılı ihtiyarı yaşar yaşayamadıklarımda işi bitmemiş yaşamların tam “yaş”ında yaşlandırıyor dramların camsız duyguların evinden ağlıyorum aşka kendine hiç acımayan kendisizliğin babasıyım sözcükler bana baba diyor cümleler viranında kendi etmiş kendi bulmuş bir mecnunun hücre haliyim benden benler parçalanır aşk ile ateşe pişman olmayan bir pişmaniyecinin çırağıyım işte gülüm bu sen şehrinde bir pınar akar nar tanelerime esrik Leylalarımı temizler gölgen biraz daha büyü aşk gülümde uzasın gölgen bir iksirin şiirinde dinlensin dine imana gelen güzel gaipten hevesler hecelesin arzularımı biraz durulansın genetik uçuklarım biraz belirmiş bir derdin tavasında kızart huzurumu böylece bizim halimizi çekimlesin ehli müntehi hiç aldırmamış aldırışların baş kaldırışlarında aklasın her şey ufaltılmış bir geleceğin gem gemisinde genetik şavkım vurur gülüşlerine bu yok şehrin ,yoklamasında yakılmış aşk küllerim var bu yok şehrinde yok yok Burada süreğen bir ömrün önsözünde ütülenir özüm Yedi dağın yedi yüksek tepesine yediverenlerim el sallar Ağladığın pınarlarında yeniden coşulanır yel değirmenlerim Söylentiler arasında hiç söylenmemiş sözlerin son sözündeki aynayım Bilgeliğim bilmediğimde üreme, sen beni benden arama gülüm |
bu yok şehrinde yok yok
Burada süreğen bir ömrün önsözünde ütülenir özüm
Yedi dağın yedi yüksek tepesine yediverenlerim el sallar
Ağladığın pınarlarında yeniden coşulanır yel değirmenlerim
Söylentiler arasında hiç söylenmemiş sözlerin son sözündeki aynayım
Bilgeliğim bilmediğimde üreme, sen beni benden arama gülüm
tebrikler....