Yaramın Üstendeki Plakasın (34 NAZLICAN 0623)
hayrettin taylan
Mahrem mahreçlerin forsalarını çıkardım yoluna Gölgenin gölgesindeki damlalarına ıslandı hüzünlerim Suya seni yazdım acılar köpüklerle yıkanırken Ejderha kendi derhallerini yerken ıslandım, uslandım ,puslandım sensizliğe biz olduğumuz anların şerbetini içtim tat ile adın arasında yalnızlığımı biçtim yırtmaçlı bir geleceğin dağ eteğinde açılan gülüne koklandım aşk cennetinin kokusuyla yaktım bahtımı, küllerinden aşka kul oldum ve aşk masum bir bebek gibi ağladı yüreğimde Süt istedi meme sevili arzularından Büyüyüp gelmek istedi ulaşılmazlarına Kevserlerin yoktu, gayyaların kaktüsü gölge olmuş varılmazlığına Mazeretim ruhumun nezaretine seni almış Kavuşma söküğü vuslatımda valsın döndürür dünyamı gelgitlerinin serüvenlerinde kahinlerden sır sürdüm dünyana harflerin bir bir fire verdi ruhumun banketlerinde huzur sarayındaki kuşlara ders verdi yaralarım gayrı senin için uçabilir bülbüller gayrı senin için ,içini dökebilir güller gayrı senin için , sarmaşık sezişler tellenebilir gayrı senin için yazgımdan adresiz gelişler küllenebilir gayrı yordamsız , yorgansız yatabilirsin ömrümde - gayrı göz yaşınla aşk başın arasında ıslanabilir dehrin gayrı yarım kalan yarimden yaram kalan senden açabilir aşk fecrin gayrı yarısı sende olan benden en büyük mecnun büyüyebilir gayrı yarım kal düşlerimin yarımküresinde Leyla ‘dan giyebilirsin gayrı zerremin zeri sensin, gayrı yaramın incisi sen ,incineni ben |