Beklemek...
Seni beklerken
kalbimin ritmine yenik düşüyorum ve elim ayağım bir birine dolanıyor, her nedense ? bardaklar bile, masada dik durmayı beceremiyor ya, kahretsin ! zaten, kırılan bardakları saymasak birde garsonun kıyafeti var bayazlığını yitiren nasılmı ? Ben yere düşürdüğüm çatalı alıp tam doğrulurken, elinde tepsiyle yan taraftaki masaya servis yapacak olan garsonla çarpışmazmıyız birden.. adamcağızın yüzü gözü berbat oldu... Ya afedersiniz istemeden oldu, demem de birşey ifade etmedi. Derken patronları çıkageldi, beyefendi; lütfen siz hiç yerinizden kalkmayın yoksa bu müeseseyi ayakta tutmamız çok zor. Bir de sevgilinizin geldiğindeki, halinizi hiç düşünemiyorum. Aman kardeşim, lütfen hesabınızı ödeyip terkedin burayı... Ne yalan söyleyeyim çok pahalıya maloldu seni öylece beklemek.. Olsun yinede seni beklemeye değer. Peki ama, ya şimdi nerde bekleyeceğim ? çünkü, daha önce bu civardaki bütün kafelere gitmişliğim var... Baya da tanınan biriyim bu civarlarda, Allah var Ki adımımı içeri atar atmaz soluğu dışarda alıyorum, omuzlar üzerinde... Oysa hiçte sevmem omuzlarda gezmeyi. Hani, Seni beklemek birşey değil aslında ? Şu garsonların acemiliği olmasa... |
YÜREĞİNE SAĞLIK..
SELAM SAYGI VE DUA İLE...