anne ve babam'a '
şu küçük odamın penceresinden
belli belirsiz izliyorum şimdi kendi yaşantımı... hiç unutmuyorum,suçluyken annemin bakışlarını kızgın ama bir o kadar hassastı.unutamıyorum. güzeldi hemde çok yeşildi gözleri , hareli mi hareli... ve al aldı o yumuşak yanakları... dalgalı ,hoyrat,asi kızılımsı saçları ! ve uçuk bir kırmızıydı dudakları ! gün ağarırken çağırırdı kahvaltıya , o güzel sesiyle... yakınında biterdim hemen... bazen dikkatimi çekerdi sakin bir deniz gibi o durgunluğu ... neyin var derdim’ ..susardı.. en çok mutfakta geçirdiğimiz zamanı severdim ben... ve başımı yasladığımda göğsüne neşelendirendi kalp atışları... sessiz dua ederdim benden önce o durmasın diye ! yıllar sonra düşünürdüm onu soluk benizli,kır saçlı tıpkı anneannem gibi... hiç bırakmazdım onu son nefesine kadar geç olmadan bilseydim kıymetini... ve haytımın tek aşkı yakışıklı babacığım... hiç kıyamazdı bana tabiki bende ona... kara kızım derdi öyle severdi beni... ben kara mıyım der küserdim ama onu belli etmezdim... alırdı gönlümü bir gülüşle... çokta parası yoktu belki ama bulup buluştururdu hiç eksiz bırakmazdı. sabahlara kadar çalışırdı. ne yapsa ne giyse ne konuşsa.... yakışırdı ona... ’kız babacıdır’ der kıskandırırdı annemi severdim saniyelik kavgalarını hiç bir zaman uzun süre ayrı kalmamıştık birkaç kulaç öteye bile salmamıştım onları... ya kaybedersem diye nöbet beklerdi başımda korku özlüyorum şimdi hemde öylesine özlüyorumki , pencereden giren rüzgarlarımızı, evimizin loş havasını... Çok geç şimdi.... dememek için değer biliyor ... ve hiçbirşey uğruna üzmüyor... ... üzdürtmüyorum onları... geç olmadan sizde alın kanatlarınızın altına hissettirin değerlerini ve dolmaz yerlerini gösterin onlara ++++ élis Özer ++++ |