AYYAŞ
ah benim
kutsal sorunum ! aşkı bilmez.. sorumsuzluk sorumlum... sensizken ’ ince bir rüzgar dokunuveriyor kalbime. boğuyor öksüz tebessümler. düşünüyorum hala yokki başka seçeneğim... ıslanıyor yalnız kelimelerim ben sonbahara ramak kala yenildim. sakın ’yeniden’ deme ! gözlerinden inerim ben kalbine giderken şimdi , aşk kokuyorsun yine ! bu savaştan arta kalan biraz silik suretin... geceme ilişik hayalin ama yine boşluktayım’ kendimi arıyorum fakat bulaamıyorum ararken seni kendimide kaybetmişim meğer ! şimdi şuan dursa dünya nedensiz ,anlayıverirsin değerimi. fakat ben kalbimden sökerim o vakte kalmadan seni... bedava,hemde sadaka niyetine veririm körkütük sarhoş bir ayyaş’a sevinir,bilmem ne kadar ? belkide mutluluktan oturup bir köşede ağlar ’ hoyrat bir denizin kıyısına kalpten bir ev yapar belkide kim bilir ? bizim değerini bilemediğimiz aşkla susturur tüm kalpleri ve o şimdi dünyanın en büyük en güzel duygularının sahibi ! büyüttü besledi sevgimizi ve bizede en ıssız köşesinden bir parça gönderdi. hiç ilişmeden yolladım sana... sen iyi bilirsin oıssızı başka kalplerle doldurmayı .!. elis özer_*_ |
bavulların yatağın kenarında duruyordu
taksici kapıda müşterisini bekliyordu.
yaftamıza kazınmıştı yalnızlık
gitme! ler
dur! demeler boşunaydı.
hangisi olduğunu hala bilmediğimiz
bir bahar akıp gidiyordu bacaklarımızdan
parmak aralarından süzülüyordu aşkın deli rengi
ve sen gidiyordun...
***
bir ayyaşın yakasına çaktığı
eski bir madalyondadır belki artık şairin yüreği
yüreğinize sağlık Elis Hanm
hoş bir anlatımdı
saygıyla...