dünden bugüne
bir dost görünse dünden çıkıp
değişen bir şey yok hep bıraktığımız gibi zamanı ……….sonsuza uzatıp gidiyoruz dedikodu …………lakırtı …………………geçim derdi ve çoklarının kabaran alın damarlarında atar memleket meselesi zaman duruyor …………………o fotoğraftaki gibi gün tepelerden aştı mı akşam bir başka iner şehre işçiler evlerine döner kükürt dumanları soluyup kimi sakalını kaşır kimine şarkı türkü yeter kiminde yerli yersiz yarınlara dair bir korku avutamam gönlümü alıp başını gitmek ister yol bilmez …………..dur bilmez önce boş sokaklarda adım adım kederlenir de cansız taşlar garipliğimi kimse bilmez …………………….adım adım dağılırım yolum barlara düşer bira tonik votka çiklet yarıştırır gibi çeneler duymadan biri diğerini sözde dostluklar yalnızlıkları bir daha ……………...bir daha deşer oturup taburede bilmediğim diyarları düşünceme belerim ölgün neon lambaları gizler yalancı yüzleri ………………arsız gözlerden konuşmalardan anlarsınız bilinmez diyarların ………………yaşanmamışlarını gitarın telleri titreşir ince sarı başaklar dökülür içimdeki sevgi hasrete …………..…bekçilerin gözleri geceye büyür kafesli pencerelerde bir gelin gölgesi yürür binyıllık şehrin içinde ………………….gölgeler geçmişe yaşlı gözleri meraklı kuş kalbi korkulu işi gücü olmayanlar bile uykuda çarşaflar buruşuk sarhoş çocuklar mışıl mışıl televizyonda gece yayını bildik melodileri çalıyor saatin tiktakları yirmi sekiz şubat başını çöp bidonlarını kediler rahat bırakmıyor rahatlığın aklımı yollar yumuşacık şimdi …………………….duymuyor yanağındaki ağır aksak adımları geceler ateşten bir şal dolanır boynuma ………..sıkar anılar kaç adımlık gün var ki dünyada daha ötesini sorma yâr 19.02.1995-03.00 safranbolu |
bildik melodileri çalıyor
saatin tiktakları yirmi sekiz şubat başını
çöp bidonlarını kediler rahat bırakmıyor
rahatlığın aklımı
yollar yumuşacık şimdi
…………………….duymuyor
yanağındaki ağır aksak adımları
Eğer günler hep böyle ise ki çoğumuzun böyle işte can sıkıcı tek düze yaşam bu.Kutluyorum sizi.