ÖYLESİNE BİR NİNEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın KAYBOLAN DEĞERLERİMİZE:
Tarla yanığı yüzünde kara gözler bu kadar güzel,bu kadar yağmur yüklü olur muydu?Taşıdığı yükün ağırlığından mıdır bilinmez yere doğru eğilmişti bedeni. Gencecikken yavrusunu emanet edip göçen kocaya vefa borcu.Hani demişti ya :"Yavrumun yüreğine üvey baba mahzunluğu çökertme!" O Öyle Bir Gelin’di;sırtına vurdu yavrusunu koştu tarlaya.Alnından akan ter yüzünü yıkarken,sırtından akan ter tuz gölünde kavurdu yavrusunu.Ananın sırtına düşen belikleri oyuncağı,iniltileri ninnisi olmuştu yavrunun.Yüreği yanan yavruya ark suyundan alınıp,ana kokulu tülbentte özenle süzülmüş sudan besmeleyle içirdi.Mendilini çıkardı,dört köşesinden ayrı ayrı bağlayarak yavrusuna şapka yaptı .Takmadan bir güzel ıslattı.Güneş çarmasındı. Soğuk geceler ne kadar da uzundu.Yavrusunun ayaklarını kendi bacaklarının arasında ısıtırken,nefesini nefesine vermişti.Sobayı dinledi.İki üç çalı işte;ne çabuk sönüvermişti.Ya yüreğindeki ateş!"Ya Rab!"dedi:"Bu kuru dallara verdiğin nimetten biraz da bana bahşet.Bahşet ki yüreğimdeki kor da bu kadar kolay sönsün!"Söner mi sevgiliye hasretin yaktığı yürek.Geceler ne kadar uzun yarınlar ne kadar ürkütücü olsada yavrusunun toprak kokulu elerini koklayınca geçiyordu tüm sıkıntıları. Geceler geçerken elbet zaman da geciyordu.O Öyle Bir Nine olmuştu artık.Korkulan yarınlar bugündü.Alışmamıştı nine kimseden bir hacet dilemeye.nasıl söylesin şimdi.Sağ yanım ağrıyor sol yanım da onu kıskanıyor diye?Utanarak yavrusuna vardı.Dese miydi:"Beni bir doktora ilet yavrum."diye.Ya "Şimdi sırası mı anam çoru çocuğu bırakıp harman yerinde."derse evladı? "Dayanamaz oldum gayri "dese;bu sefer de oğlu çok üzülürdü.Sağ yanına saplanan sancının kışkırtmasıyla acıdan ıslığa dönmüş bir sesle isteğini dile getirdi.O da ne ana evladı bu kadar mı tanır!"Sırası mıydı şimdi harman zamanı?Para var mı yok mu?Zamanlı zamansız olacak şey mi bu?"Neyse ki o hayırlı evlattı(!)Görevini yapacaktı.İki günlüğüne vedalaştılar.Ankara’ya yola çıktılar.Doktor aylar sonraya randevu verdi.Oğul görevini yapmıştı.Daha ne yapsındı.İşte anasını Ankara’daki doktorlara bile götürmüştü.kimsenin kınayacak hali yoktu.Dönüş yolu sanki gidişten daha uzun sürmüştü.Nine evine,oğul evine. sona yaklaşan Nine son bir gayretle bacaklarını sürüdü.komşunun doktor olan damadı izne gelmişti.Elbet kendine bakar bir hal çaresi bulurdu.Nah işte şuracıkta da parası vardı.TIK TIK TIK! ......Doktor nasıl söylesin nineye:"Akciğer kanserisin"diye.Nine birkaç ilaç,umutlarla duasıalınarak bilinir ama bilinmeze doğru gönderildi. yine soğuk kışlar karşıladı Nine’yi.Büzüldü iyice bir nefes aradı nefesine.Bu sefer sobadan hiç çıtırtı gelmemişti.Sobanın bedeni kendi bedeninden de soğuktu.Artık toprak kokusu oğulun elinden değil kabrinden geliyordu.Hayret gömülmek bile bir ay sonraya idi neden odaya bu kadar kokusu dolmştu.Kokladıkça ısındı. hiç bilmezdi yerin altının üstünden sıcak olduğunu... Sıcak bir yaz akşamı, tak tak kapı çalındı. Gelen yaşlı bir nine, hemen kapı açıldı. Üstü başı perişan, gözleri yaşla dolu; Adeta iplik olmuş, vücudu eli kolu. Buyur edilen yere ürkek ürkek oturdu. "Doktor, evladım ben çok hastayım, Eksik olmuyor ağrılarım, sızım. Aslan oğlum hayrına bir bak bana; Köynekte üç beş kuruşum, veririm sana. Ankara’ya gitmiştim, üç beş sene sonraya Gün verdiler evladım, gel dediler buraya. Bugünde geçti ama; çıkar mıyım yarına? " Doktor gayet saygılı, "soyun" dedi nineye Ninenin gözü döndü, "soyunmadan olmaz mı?" "Olmaz teyzeciğim, olmaz.Ben oğlun sayılırım" Ninenin yüzü, ateşli bir çocuk gibi kızardı. Bir kez daha direndi, bizlere yan yan baktı. Nine çaresizce düğmeleri açıyor; Açılan yerlerini eliyle kapatıyor. Muayene bitmişti, doktorun canı sıkkın, "Ah teyzeciğim ah...Bunca zaman nerdeydin? Ta kalbini büyütmüş kronik bronşitin" "Hiç sorma oğlum, bir evlat tek varlığım İşte bunca senedir onun için dayandım. Babası öldü gitti heral otuzumdaydım Elli sene geçti de gayri seksen yaş varım. Gel gör ki bakmaz bana, arayıp da bir sormaz. Yaşadığın yeter der, hastalığıma inanmaz. Şu yürek var ya şu yürek...Ahh... Bana şifa dilemeyin, hayırlı ölüm dileyin. Hakkın kalmasın oğlum, helal de...De gideyim." Teyzeyi yolcu ettik, içim paramparça Bu şekilde dolaştım haftalarca,aylarca. Aylardan Aralık’tı...Nineyi bir komşu buldu Ruhunu teslim edeli bir ay olmuştu. |
Hoş bir şiir ..tebrikler..